YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/17251
KARAR NO : 2007/1333
KARAR TARİHİ : 02.02.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi, kal ve alacak davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ile davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı HAZİNE, davalının maliki olduğu, MERKEZ … KÖYÜ’ndeki 4151 ve 4152 parsel sayılı taşınmazların arasında bulunan, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden Hazineye ait taşınmaz üzerinde izin almadan ve kiralamadan, taş kırma ve eleme tesisleri kurarak haksız kazanç sağladığı ve Hazineyi zarara uğrattığı iddiasıyla, davalının taşınmaza haksız el atmasının önlenmesini, üzerinde bulunan tesislerin kal’ini ve haksız kazanç tutarı olan 5.643.083.600.- TL.’nin 27.06.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, 17.07.2003 tarihinde çekişmeli yerin kiralanması hususunda Milli Emlak Müdürlüğüne başvurduklarını ancak, başvurularına idarece 08.09.2003 tarihinde verilen cevapta, taşınmazın orman sayılan yer olması nedeniyle kiralama işleminin Orman Yönetiminden yapılması gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine Orman Yönetimine başvurarak gerekli iznin alındığı gerekçesiyle davanın reddini istemiştir. Davanın, davacının istemi doğrultusunda Orman Yönetimine ihbar edilmesi üzerine, Orman Yönetimi taşınmazın orman olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 5.083.760.000.- TL.’nin 27.06.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı idareye ödenmesine, fazla talebin reddine, 12.05.2004 tarihli krokide (A) ve (D) ile işaretli taşınmaza davalının el atmasının önlenmesine, taşınmaz üzerine yapılan binalar ile çakıl ve iş makinelerinin kaldırılmasına,bu hususta davalıya hükmün kesinleşmesinden itibaren 30 gün tanınmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, EL ATMANIN ÖNLENMESİ, KAL, ALACAK istemine ilişkindir.
6831 Sayılı Orman Yasasının 16. maddesi gereğince “Devlet Ormanları hudutları içinde, mevzu hükümlere göre … ocakları araştırma veya işletme ruhsatnamesi ve imtiyazı verilebilmesi için Ziraat Vekaletinin (şimdi … ve Orman Bakanlığı) mufavakatını almanın şart olduğu, ruhsatname veya imtiyaz almış olanlarla, ruhsatname veya imtiyaz alacaklar, işe başlamadan evvel çalışma sahalarını orman idaresine haber vermeye ve ormana zarar gelebilecek hallerde, Orman İdaresinin göstereceği tedbirleri almaya ve yapmaya mecbur olduğu” yine aynı Yasanın 18. madde hükmüne göre “Devlet Ormanları sınırları içinde veya bu orman sınırlarına bir kilometreye kadar olan yerlerde taş, kum ve … alınması ve tesis kurulması Orman Genel Müdürlüğünün iznine bağlı olduğu” bu maddelere aykırı davranmanın aynı Yasanın 92 ve 94. maddesinde anılan suçları oluşturacağı hükme bağlanmıştır.
-2-
2006/17251 – 2007/1333
Diğer yandan; Medeni Kanunun 715. maddesi kapsamında kalan, yararlanılması kamuya ait sular, tarıma elverişli olmayan araziler, kayalar, tepeler, dağlar, onlardan çıkan kaynaklar, yarlar, meydanlar, akarsular ile yatakları, kumsal alanlar, deniz kıyıları gibi devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin, denetim, gözetim ve korunması en başta arzın tabii maliki olan Hazinenin görev ve yetki alanına girer. Hazinenin bu nitelikteki yerlere, haksız elatanlara karşı, elatmanın önlenilmesi, eski hale getirme ve tazminat ile gerektiğinde iptal ve tescil davaları açmak hakkının bulunduğu tartışmasızdır. Nitekim, Yargıtay’ın hiç sapma göstermeyen içtihatlarında bu kural daima vurgulanmıştır.
Öte yandan; 6 Haziran 1317 (Rebiülevvel 1319) tarihli Taşocakları Nizamnamesi, taşocaklarının açılması işletilmesi, ruhsata bağlanması rüsum ve harç alınması koşulları hakkında özel düzenleme getirerek bu hususta “hükümeti mahalliyeyi” yetkili kılmıştır. l8 … 1343 (12 Nisan 1341) tarih ve 608 sayılı Maadin Nizamnamesinin Bazı maddelerinin Tadiline Dair Kanunun 5. maddesinin “bilumum taşocakları vilayet idarei hususiyelerine terkedilmiştir” hükmüyle de yetki yönünden söz konusu nizamname hükümleriyle paralellik sağlanmıştır. Bu kanun daha sonra yürürlükten kaldırılmış ise de, halen yürürlükte bulunan 15.02.l956 tarih 6664 sayılı Taşocakları Muamelatının Tedviri Ve Varidatının Tahsilinin Vilayet Hususi İdarelerine ait olduğu hakkındaki Kanunun 1. maddesi ile konuya daha da açıklık kazandırılarak “Taşocakları, taşocakları nizamnamesine uyularak doğrudan doğruya vilayetler tarafından taliplerine ihale olunur, Taşocaklarına müteallik nisbi ve muharrer resimlerle harçlar Köy Kanunu ile kabul edilen haklar mahfuz kalmak şartıyle vilayet husisi idareleri tarafından tahsil olunur” hükmü konulmuştur. 18.4.1941 tarih 235 sayılı TBMM. tefsir kararı ise Deniz, göl, nehir gibi her nevi su altında bulunan topraklarıda su üstündeki topraklar gibi Taş ocakları nizamnamesi ve 608 Sayılı Kanun hükümlerine tabi tutmuştur.
Bu uygulama 13.12.l983 tarih l78 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13. maddesinin 20.8.l993 tarih 516 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmesine kadar devam etmiştir.
Değinilen maddenin (b) fıkrasında “devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin gerekli görülen hallerde kiraya verilmesi, mülkiyetten gayri ayni hak tesisi ormanlar ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki diğer yerler ile Devletin özel mülkiyetindeki yerlerde bulunan Su Ürünleri üretim yerleri, kaynak suları ve taş, kum, çakıl ve … ocaklarının kiraya verilmesi işlemlerini yapmak” Milli Emlak Genel Müdürlüğü görevleri arasında sayılmış, bu kanun hükmünde kararnamenin Anayasa Mahkemesinin 25.11.l993 tarih, l993/47-49 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine verilen 6 aylık süre içerisinde l6.6.l994 tarih 4004 sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan 19.06.1994 tarih, 543 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile aynı madde hükmü yeniden kabul edilmiştir. Anılan Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Taşocakları Nizamnamesi ile 6664 sayılı Kanununun ilgili hükümlerinin değiştirildiğine veya ortadan kaldırıldığına ilişkin bir sarahat yok ise de, gerek bu kanun hükmündeki kararnamelerin açık hükümleri, gerekse dayanaklarını oluşturan yetki kanunlarının kabul edilmesindeki amaç göz önünde tutulduğunda, kum ocakları dahil sayılan yerlerin kiraya verilmesi işleminde artık Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevli olduğunun kabulünde zorunluluk vardır. Bu durumda, 516 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin yürürlük tarihi olan 16.09.l993 tarihinden önce Taşocakları Nizamnamesi ve 6664 sayılı Kanun Hükümlerine göre İl Özel İdarelerince kiraya verilen veya ruhsata bağlanmış olupta sürelerinin dolmaması nedeniyle halen kira sözleşmeleri ve ruhsatnameleri devam edenlerin sözleşmeden … hakları saklı kalmak üzere sair devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tüm yerler gibi kum ocakları ile kum ocağı niteliği kazanmayan … yatakları ve deniz kumlukları hakkında hazinenin her türlü davayı açmakta yetkili hatta görevli bulunduğu kuşkusuzdur.
-3-
2006/17251 – 2007/1333
Somut olayda, çekişmeli MERKEZ … KÖYÜ’ndeki 4151 ve 4152 parsel sayılı taşınmazların arasında bulunan taşınmazla ilgili olarak ,davacının, … valiliğinince düzenlenmiş 13/10/2003 tarih 2003/15 sayılı taş ocakları küşadına mahsus ruhsatnameyi aldıktan sonra, 6831 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca, Orman Yönetimine yaptığı başvuru üzerine, çekişmeli orman alanında taş ve mıcır ocağı açmak hususunda, …, KADASTRO VE MÜLKİYET ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNÜN 18/11/2003 günlü yazıları ile … KILDAĞ’a 7888 m2 alan için 06/10/2008 tarihine kadar izin verildiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu ve orman niteliğinde olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan taşınmazın, intifa hakkının orman yönetimine, mülkiyet hakkının Hazineye ait olduğu açık olmakla, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, Orman Yönetiminin kiralama ve ruhsatlandırma işlemlerini yapmakta yetki ve sorumluluğu olmayıp, sadece saha tahsisinde yetkili olduğu, 19.06.1994 tarih, 543 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. maddesinin (b) bendi gereğince taş, kum, çakıl ve … ocaklarının kiraya verilmesi işlemlerini yapmak Milli Emlak Genel Müdürlüğü görevleri arasında olduğundan, orman yönetiminden alınan iznin kiralama olmadığı, ayrıca orman yönetiminin davalıdan aldığı kullanım bedelinin ise, kira olmayıp, işletme süresince arazi iradından yoksun kalma ve izin bitiminden sonra yetiştirilecek mescerenin hasılat düşüklüğünden … toplam zararın karşılığı olduğu,kaldı ki şartları bulunduğu taktirde davalının bu işlem nedeniyle olası bir zararı söz konusu olduğunda da Orman Yönetimine rücu edebileceği anlaşılmış olup, mahkemece, uzman bilirkişi kurulunun 22/06/2005 günlü raporunda milli emlak genel tebliğinde belirlenen esas ve yönteme uygun olarak hesaplanmış bulunan 5.083.760.000.- TL.’nin 27.06.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı idareye ödenmesine, fazla talebin reddine çekişmeli,12.05.2004 tarihli krokide (A) ve (D) ile işaretli taşınmaza davalının el atmasının önlenmesine, taşınmaz üzerine yapılan binalar ile çakıl ve iş makinelerinin kaldırılmasına, bunun için kararın kesinleşmesinden itibaren davacıya 30 gün süre verilmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak belirtilen süre sonunda hüküm gereği davalı tarafından yerine getirilmezse yapılacak işlemin gösterilmemesi yasaya aykırı ise de, bu maddi yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden, 06.04.2000 günlü kararın hüküm bölümündeki “30 gün süre tanınmasına” kelimelerinden sonra gelmek üzere “bu süre içinde kaldırma işleminin davalı tarafından yerine getirilmemesi halinde bu işlemlerin davacı Hazine tarafından yaptırılarak bu konuda yapılacak tüm masrafın davalıdan alınarak Hazineye verilmesine” cümlesinin yazılarak düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesi gereğince düzeltilen haliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/02/2007 günü oybirliği ile karar verildi.