Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2006/14842 E. 2006/17230 K. 11.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/14842
KARAR NO : 2006/17230
KARAR TARİHİ : 11.12.2006

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında, … Köyü 101 ada 414, 170 ada 1, 171 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar orman olarak Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, 24.12.2002 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendisine ait 120 ada 10 ve 101 ada 373 parsele bitişik iki parça taşınmazın 101 ada 414 ve 171 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığını belirterek, 2006/3 (eski 2002/12) Esas sayılı dosyada, M…. …, 23.12.2002 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak üç parça taşınmazın 101 ada 414 ve 170 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığını belirterek 2006/2 (eski 2002/11) Esas sayılı dosyada ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece davaların kısmen kabulüne, krokide (B) harfi ile gösterilen 1848,39 m2, (A) harfi ile gösterilen 1522,71 m2 bölümlerin davacı …, 170 ada 1 sayılı parsel içinde krokide (A) harfi ile gösterilen 1460,63 m2 ve 101 ada 414 sayılı parsel içinde krokide (C) harfi ile gösterilen 1004,11 m2 bölümlerin davacı M…. … adına tapuya tesciline karar verilmiş, Orman Yönetiminin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2005 gün ve 2005/14116-15822 ve 2005/14117-15821 sayılı kararları ile özetle; “çekişmeli 101 ada 414, 170 ada 1 ve 171 ada 1 sayılı parsellerin geniş bir alanı kapsayan orman parselleri olduğu, etrafında ziraat parselleri bulunması nedeniyle başka kişilerce de dava açıldığının anlaşıldığı, bu nedenle, bu parseller aleyhine açılan tüm davaların aralarında hukuki ve fiili irtibat nedeniyle H.Y.U.Y.’nın 45. maddesine göre birleştirilmesi gerektiği” belirterek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra 2006/2 ve 2006/3 Esas sayılı dava dosyaları birleştirilmiş, başka araştırma ve inceleme yapılmaksızın davaların kısmen kabulüne, bilirkişi … …’ın krokili raporunda (B) harfi ile gösterilen 1848,39 m2 ve bilirkişi … …’ın krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 1522,71 m2 bölümlerin davacı … adına, 170 ada 1 sayılı parsel içinde kalan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1460,63 m2, 101 ada 414 parsel içinde (C) harfi ile gösterilen 1004,11 m2 bölümlerin M…. … adına tapuya tesciline, bilirkişi … …’ın krokili raporunda (A1) harfi ile gösterilen 536,85 m2 bölümle ilgili … …’in davasının reddine, tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmış olup, çekişmeli 170 ada 1, 171 ada 1 ve 101 ada 414 nolu parseller orman alanı içinde bırakılmıştır.
-2-
2006/14842 – 17230

1- Kadastro sırasında, … Köyü 171 ada 1 parsel sayılı 143653,73 m2, 101 ada 414 parsel sayılı 3866443,31 m2 ve 170 ada 1 parsel sayılı 471525,68 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar orman vasfı ile Hazine adına tespit görmüş olup, kadastro tespit tutanaklarının 25.11.2002 – 25.12.2002 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı ve 171 ada 1 nolu parselin tespit tutanağının itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edildiği, 101 ada 414 nolu parselin tespit tutanağına Kadastro Mahkemesinin 2002/16 Esas sayılı dava dosyası ile itirazlı olduğunun şerh verildiği, 171 ada 1 nolu parselin tespit tutanağına ise, Kadastro Mahkemesinin 2002/14, 16 ve 17 Esas sayılı dosyaları ile itirazlı olduğunun şerh verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içinde mevcut Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.09.2005 tarihli bozma ilam suretinden 170 ada 1 ve 101 ada 414 nolu parsellerin Kadastro Mahkemesinin 2002/16 Esas sayılı dosyası ile Köy Tüzelkişiliği ile … ve Hazine arasında itirazlı olduğu, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün bozulduğu anlaşılmakta olup, bu dosyanın eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmediği görülmüştür. Aynı şekilde dosya içinde mevcut Kadastro Mahkemesinin 2002/17-2004/22 sayılı ilamından 170 ada 1 nolu parselin gerçek kişi ile … ve Hazine arasında itirazlı olduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmakta olup, dosya içinde 2002/14 Esas sayılı dosyaya ilişkin bir bilgiye rastlanmamıştır. 2002/16 Esas sayılı dava dosyası 20. Hukuk Dairesinin 20.09.2005 tarihli ilamı ile bozulmuş, ancak bozmadan sonraki akıbeti hakkında ve 2002/14 Esas sayılı dava dosyasına yönelik olarak mahkemece hiçbir araştırma yapılmamış, dairenin 19.12.2005 tarih ve 2005/14117-15821 ve 2005/14116-15822 sayılı ilamlarının gereği yerine getirilmemiş, tutanak asılları dosyaya eklenmemiştir.
2- 2006/3 Esas sayılı ana dosyada bulunan Fenni Bilirkişi Sedet …’ın raporuna ekli kroki incelendiğinde … … adına tapuya tesciline karar verilen ve (A) ile gösterilen 1522,71 m2’lik kısmın 171 ada 1 nolu parsel içinde (B) ile gösterilen ve 1848,39 m2’lik kısmın ise, 101 ada 414 nolu parsel içinde kaldığı anlaşılmakta olup, davacı … tarafından 30 günlük yasal askı ilan süresi içinde dava açıldığı halde, çekişmeli 171 ada 1 nolu parselin kadastro tutanağı sehven kesinleştirilmiş, mahkemece Tapu Sicil Müdürlüğünden tutanak aslı istenerek itirazlı hale getirilmemiştir.
3- Davacı …, adına tespit gören 101 ada 373 ve 120 ada 10 nolu parsellere yönelik dava açmadığı, bu parsellere bitişik olan ve orman vasfı ile Hazine adına tespit gören 171 ada 1 ve 101 ada 414 nolu parsellere yönelik dava açtığı halde, Kadastro Müdürlüğü tarafından 101 ada 373 ve 120 ada 10 nolu parseller davalı olarak değerlendirilerek kadastro tutanaklarının itirazlı olduğu bildirilerek tutanak asılları Kadastro Mahkemesine gönderildiği halde, mahkemece bu parseller hakkında hüküm kurulmamış, kadastro tutanaklarının itirazlı olmadığı anlaşıldığından tutanak asılları gereğinin yapılması için kadastro müdürlüğüne iade edilmemiştir.
4- Çekişmeli taşınmazlar kadastro çalışmaları sırasında orman niteliği ile Hazine adına tespit görmüştür. Ormanların intifa (kullanma- yararlanma) … Orman Yönetimine, mülkiyeti ise Hazineye aittir. Bu sebeple, Hazinenin de davaya katılımı sağlanarak husumet yaygılaştırılması gerektiği halde Hazinenin davaya katılımı sağlanmaksızın hüküm kurulmuştur.
5- Davacı gerçek kişiler, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiası ile dava açtığı halde, tesbit tarihine kadar davacı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmemiş, 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanması gerektiği halde mahkemece bu hususta araştırma yapılmamıştır.
Mahkemece; öncelikle, yukarıda 1, 2 ve 4. bentlerde belirtilen usul eksiklikleri giderildikten sonra eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de
-3-
2006/14842 – 17230

uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte … uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisinden taşınmazların ayrı ayrı … yapısı, bitki örtüsü, imar-ihya yapılıp yapılmadığı incelenmek suretiyle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı; taraflardan tanıkları sorulup, H.Y.U.Y.’nın 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyedliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli ve 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 11/12/2006 günü oybirliği ile karar verildi.