Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2006/14336 E. 2006/16829 K. 04.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/14336
KARAR NO : 2006/16829
KARAR TARİHİ : 04.12.2006

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

… Köyünde 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında 122 ada 107 parsel sayılı 18670,67 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı ziyetliği nedeniyle ve 169 tahrir numaralı vergi kaydı uygulanarak niteliği belirtilmeden ve kadastro tespit tutanağının edinme sütununa, “ormanla ilgili sınırlandırma ve tespit çalışması neticesinde, çalışma alanı ekibinde bulunan ormancı üyenin taşınmazın orman sayılan ziraatçi üyenin de … arazisi niteliğinde yer olduğu konusunda görüş bildirdikleri ve teknisyenlerin de bu görüşü benimsedikleri, taşınmazın niteliği konusunda görüş ayrılığı çıktığından, bu parselin niteliğinin ve malikinin kadastro komisyonunca belirlenmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gerektiği” yazılarak 02.02.2006 tarihinde düzenlenen tutanak kadastro komisyonuna gönderilmiştir. Kadastro komisyonunun 01.03.2006 tarihli kararıyla “taşınmazın … arazisi olduğundan orman sınırları dışına çıkarılmasına, orman sınırlarının bu şekilde düzeltilmesine, orman parsellerinin ilan edilerek kesinleşmesinden sonra kadastro işlemine tabi tutularak hak sahipleri adına tespitinin yapılmasına ormancı üyenin karşı oyuyla ve oyçokluğu ile karar verildiği” kadastro ekibince 18.04.2006 tarihinde 122 ada 107 sayılı parselin … adına yeniden tespit tutanağı düzenlenerek 25.04.2006- 25.05.2006 tarihleri arasında askı ilanına çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı … 30.03.2006 tarihli dilekçe ile açtığı davada 122 ada 107 sayılı parsel orman sayılan yerlerden olduğu halde, Kadastro Komisyonunca 13.03.2006 tarihinde kısmi ilana çıkartılan orman kadastrosu dışında bırakılmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek tespitin iptalini ve taşınmazın orman sınırları içine alınıp orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 122 ada 107 sayılı parselin orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitinine ve orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılan ve 13.03.2006 tarihinde kısmi ilana çıkartılıp, dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
22.02.2005 gün ve 5304 Sayılı Yasa ile değiştirilen 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi “çalışma alanında orman bulunması ve 6831 Sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra
-2-
2006/14336-16829

teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin … Müdürlüklerince görevlendirilecek bir yüksek ziraat mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir” şeklindedir.
3402 Sayılı Yasanın değişik 4/3. maddesi gereğince kurulan komisyonlara 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesini uygulama görevi verilmemiştir. Bu komisyonlar o çalışma alanında nitelik kaybetme araştırmasına girmeden öncesi ve halen orman olan taşınmazların orman niteliğiyle tesbit tutanaklarını düzenlemekle görevlidir. Bu komisyonlarca orman niteliğiyle tesbit tutanağı düzenlenerek otuz günlük kısmi ilana çıkartılan taşınmazlar hakkında hak sahipleri, bu yerlerin orman niteliğini yitirdiği konusunda değil, sadece eskiden beri orman niteliğinde olmadığı konusunda kadastro mahkemesinde, Orman Genel Müdürlüğü ve Hazineye husumet yönelterek dava açabilirler.
Taşınmazın orman niteliğinde tesbit tutanakları düzenlenerek 30 günlük kısmi ilana çıkartılması halinde, hak sahibi olan Orman Genel Müdürlüğü ya da Hazinenin orman alanları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında orman savı ile dava açmasını engelleyen hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince … ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü, kadastro sırasında orman sınırı dışında bırakılan orman alanlarının bulunduğunun tesbiti halinde, bu yerlerin orman sınırı içine alınması konusunda dava açmak zorundadır. 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre “Tutanak, harita ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine müracaatla sınırlamaya ve 2’nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine … ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir” . … ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü, yasa gereği aleyhlerine olan tutanak harita ve kararlara karşı itiraz davası açmakla yükümlü olduğu gibi, 3224 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasanın 2/g maddesi Orman Genel Müdürlüğüne “orman kadastrosu ve mülkiyetle ilgili işlemlerini özel mevzuata göre yürütmek” görevini vermiştir. 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan işlem 6831 Sayılı Orman Yasası ve 3402 Sayılı Kadastro Yasası aynı anda birlikte ve iç içe uygulanarak yapılan karma bir kadastro işlemdir. 3402 Sayılı Kadastro Yasası, 6831 Sayılı Yasanın hiçbir maddesini yürürlükten kaldırmamış, aksine 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/D maddesinde ormanlar hakkında, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasasının (6831 Sayılı Yasa) uygulanacağı öngörüldüğünden 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda, bu yasanın belirlediği usul hükümleriyle birlikte, özel Yasa olan 6831 Sayılı Yasanın belirlediği hükümlerin de uygulanması gerekir. 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, orman sınırları içinde bırakılan taşınmazlar hakkında orman olduğu konusunda “olumlu orman kadastro harita ve tutanağı” düzenlendiği kabul edilerek hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere, orman sınırları dışında bırakılan, yani orman olmadığı konusunda “olumsuz orman harita ve kadastro tutanağı” düzenlenmiş sayılan taşınmazlar hakkında, … ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüne, askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açma olanağı 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde tanındığı gibi 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda orman olduğu konusunda “olumlu harita ve tesbit tutanağı” düzenlenen parsellerde (kısmi ilana çıkartılan parseller ) hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere tanınan dava hakkının, orman sınırı dışında bırakılarak o tarihte henüz arazi kadastro tesbit tutanağı düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda “olumsuz orman kadastro harita ve tutanağı” düzenlenmiş olduğu kabul edilerek 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesindeki kadastro tesbit tutanağının düzenlenme koşulu aranmadan bu taşınmazlar hakkında da … ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüne de dava açma hakkının tanınmış olduğunun kabulü gerekir. Şunu da, belirtmek gerekir ki, kısmi ilana çıkartılan orman parsellerinden sonra kültür arazisi olarak tesbit tutanakları düzenlenen taşınmazlar hakkında 3402 Sayılı Yasanın 9. maddesi gereğince … ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü, orman savı ile itiraz edebileceği gibi, itiraz edilmeyen ya da itirazları
-3-
2006/14336-16829

komisyonca ret edilerek kültür arazisi niteliği ile tesbit tutunakları düzenlenip 3402 Sayılı Yasının 11. maddesi gereğince askı ilanına çıkartılan parseller hakkında H.G.K.’nun 13.07.1996 gün 1996/20-459-556 ve 13.05.1996 gün ve 1996/20-566 – 1998/338 sayılı kararlarındaki ilke gereğince Orman Genel Müdürlüğü ile … ve Orman Bakanlığının orman savı ile kadastro mahkemelerinde dava açabileceklerini yada H.G.K’nun 16.05.2001 gün ve 2001/20-401-416 sayılı kararında kabul edildiği gibi başkaları tarafından süresinde açılan davaya, aynı Yasanın 26/D maddesi gereğince katılabileceklerini önleyen hiç bir Yasa hükmü bulunmamaktadır.
Somut olayda; 5304 Sayılı Yasayla değişik 3402 Sayılı Yasanın 3. maddesi ve Taşınmaz Malların Sınırlandırma, Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 26.09.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanan değişik17. maddesinin b bendinin 2. fıkrası gereğince, çalışma alanı ekibince dava konusu taşınmazın bulunduğu … Köyü çalışma alanı sınırları içindeki ormanların, sınırlandırma ve tespit çalışmaları sırasında 122 ada 107 sayılı parselin hukuksal durumu, bir başka anlatımla, orman olup olmadığı konusunda orman mühendisi üye ile, ziraat mühendisi üye ve kadastro teknisyenleri arasında görüş ayrılığı çıkmış, aynı yönetmeliğin 21. maddesi gereğince taşınmazın 02.02.2006 tarihinde sınırlandırması yapılarak nitelik ve … tespiti için kadastro komisyonuna gönderilmiştir. Kadastro Komisyonunca 01.03.2006 günlü kararla “122 ada 107 sayılı parselin … arazisi niteliğinde olduğu gerekçesiyle” orman sınırları dışına çıkarılmasına, orman sınırlarının bu şekilde düzeltilmesine, köy sınırı içindeki orman parsellerinin 3402 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince yapılacak kısmi askı ilanı sonucunda kesinleşmesinden sonra, orman sınırları dışında bırakılan yerlerin kadastro işlemine tabi tutulmasına” karar …, orman olarak sınırlandırılıp tespit tutanakları düzenlenen parseller 13.03.2006 ve 13.04.2006 tarihleri arasında kısmi askı ilanına çıkartılmış, bundan sonra 18.04.2006 tarihinde … adına tespit tutanağı düzenlenerek 25.04.2006-25.05.2006 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmış ve … temyize konu davayı 30.03.2006 tarihinde kısmi ilan süresi içinde açmıştır.
Orman nitelikli parsellerin tespitleri yapıldığı sırada, kadastro tutanağı düzenlenmeyerek orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında kısmi ilan süresi içerisinde … tarafından orman kadastrosuna itiraz dava açabilir. Yine …, orman parsellerinin kısmi ilana çıkartılmasından sonra, kültür arazisi olarak tespit tutanakları düzenlenen taşınmazlar hakkında yine 3402 Sayılı Yasanın 9. maddesi gereğince orman iddiası ile itiraz edebilir ya da itiraz edilmeyen veya itirazları komisyonca reddedilen parseller hakkında yine 3402 Sayılı Yasanın 11. maddesinde belirtilen askı ilan süresi içerisinde kadastro mahkemesinde dava açabilir. Orman Yönetiminin kısmi ilan süresi içinde açtığı davadan sonra taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmesi halinde açılan bu dava hem “orman kadastrosuna” hem de “genel kadastro tespitine” itiraz davası niteliğinde olacaktır. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte tespit tutanağı düzenlenmiş; ancak, … belirlenmemiştir. Dava, taşınmazın zilyedine karşı açılmış, dava devam ederken düzenlenen tespit tutanağında aleyhine dava açılan kişi tespit maliki olarak gösterilmiştir.
Mahkemece yapılan keşifte bilgisine başvurulan uzman orman bilirkişiler, taşınmazın eğiminin % 25-30 arasında olduğu, toprağının orman toprağı niteliğinde bulunduğunu, eğimi ve çevresi dikkate alındığında orman ve … muhafaza karakteri taşıdığını çevresi ile orman bütünlüğü oluşturduğunu, üzerinde sakız ağacından aşılanmış 35-40 yaşlarında antep fıstığı ağacı ile 15-20 yaşlarında bağ çubukları bulunduğunu ve 1958 tarihli memleket haritasında meşe ve çalılık rumuzlu yeşil renge … alan içinde gösterildiğini, bu nedenlerle, orman sayılan yerlerden olduğunu açıklamışlardır.
14.07.1956 tarihli Resmi Gazetede ayınlanarak yürürlüğe giren 6777 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında 3573 Sayılı Yasanın Sakız ve Nevileriyle, Harnupluklara da Teşmiline Dair Yasanın 1. maddesi ile; “Antep fıstığı ve harnupluk tesisi için sakız nevileri olan menengiç, buttun, yabani sakız, adi sakız, filistin sakızı ağaçlarını aşılamak suretiyle istifade etmek isteyenler hakkında Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılmasına dair 3573 Sayılı Yasanın aynen tatbik olacağı” hükümlerinin yürürlüğe
-4-
2006/14336-16829

konulmuş, yine 6831 Sayılı Yasanın 23.09.1983 gün ve 2896 Sayılı Yasa ile değişik 1/ı maddesinde “sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, Özel Yasası (…1939 gün 3573 Sayılı Yasa) gereğince Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş ve imar, ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 09.07.1956 gün ve 6777 Sayılı Yasayla tasrih edilen yabani veya aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar orman sayılmaz” hükümleri bulunmaktadır. Davalı 3573 Sayılı Yasanın 2. ve devamı maddeleri gereğince kendisine tahsis edilip imar ve ıslah işlemlerini tamamlayarak, yetkili makamlarca yapılan temlik işlemine ya da böyle bir temlik sonucu oluşturulan tapuya dayanmamaktadır. 3402 Sayılı Yasının 17/1. maddesi “orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazide masraf ve emek sarfı ile imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmazların” zilyetlik yoluyla kazanılabileceğini ön gördüğü ve dava konusu taşınmazın orman sayılan yer olması nedeniyle davacının orman ağacı niteliğindeki sakız ağaçlarını aşılanmasının taşınmazın orman olma niteliğini değiştiremeyeceği gözönünde bulundurularak Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.