Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2006/14225 E. 2006/18385 K. 27.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/14225
KARAR NO : 2006/18385
KARAR TARİHİ : 27.12.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.06.2005 gün ve 2005/3059-7560 sayılı bozma kararında özetle (Her şeyden önce; mahkemece yapılan iki ayrı keşif sonucu alınan iki ayrı uzman bilirkişi raporu arasında, taşınmazın 1942 orman kadastro sınırları içinde kalan yerlerden olup olmadığı yönünde … çelişki giderilmeyip, birini diğerine … tutma nedeni açıklanmadan taşınmazın orman sınırları dışında olduğuna ilişkin bilirkişi raporuna itibar edilmişse de; Bir an için çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı kabul edilse dahi, bu bölümün 1956 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosunda orman olarak tapulama dışı bırakıldığı, 1976 yılında yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1987 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarında yine orman sınırları dışında bırakıldığı, kuzeyden devlet ormanına sınır olduğu kuzeydeki orman alanlarının devamı niteliğinde olduğu, genel orman kadastrosu ile toplu … ve iskan alanlarının ortak sınırı gözetildiğinde kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde değerlendirilerek paftasında da devlet ormanı olarak işaretlenip tapulama dışı bırakıldığı, 4785 sayılı yasa gözetilerek yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı ana kadar, orman sayılan yerlerden olduğu, 4785 sayılı yasa hükümleri gözetilerek 1987 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosundan sonra ise 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı (Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2004 gün ve 2004/8-242/292 sayılı kararı da bu yönde olduğu,), Diğer taraftan, çekişmeli taşımazın orman sayılan yerlerden iken makiye ayrıldığı kabul edilse dahi; 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile 5653 Sayılı Yasayla değişik 3116 Sayılı Yasanın 1/e maddesi uyarınca kurulan … tespit komisyonlarının yasal ve yaptıkları işlemlerinde geçerli olduğu ve makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği benimsenmişse de, … tefrik komisyonlarının yasaya uygun kurulması gerektiği, 3116 sayılı yasanın, 24.03.1950 tarihinde kabul edilip, 03.04.1950 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5653 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değişik 5. maddesi gereğince orman kadastro komisyonlarının bir yüksek orman mühendisinin başkanlığı altında adalet Bakanlığınca hukuk mezunları arasında tayin edilecek bir hukukçu üye ile il genel meclisi daimi encümeni tarafından seçilecek bir üyeden müteşekkil bir komisyon tarafından yapılacağı, bu komisyonların beldelerde belediye encümenleri, köylerde ihtiyar kurulu tarafından seçilecek lüzumlu bilirkişilerin fikirlerinden de faydalanacağı, Makilik ve Orman Sınırlarının Tesbitine ait Yönetmeliğin amacını belirleyen 1. maddesinde kısaca, makilik ve orman sahalarının

-2- 2006/14225-18385

birleştiği hatlar üzerindeki orman sınırları orman tahdit komisyonları veya mahalli orman işletme teşkilatı tarafından teşkil edilecek komisyonlar tarafından tesbit olunacağı, komisyonların çalışmaları sırasında mıntıkasındaki işlerden bilgi edinmek ve komisyonda çalışmak üzere o yerin bölge şefi orman bakım memurunun da bulundurulacağı, … ve Makilik Sahaların Tesbitine Ait Talimatnamenin 10. maddesinde ise “… ve … sahalarının tesbiti işinin: Umum müdürlükçe Başmüdürlük merkezlerinde vezifelendirilen, biri tercihan … muhafazası mevzuunda yetişmiş 3 yüksek orman mühendisinden müteşekkil komisyonlar marifetiyle yapılacağı, Komisyon reisini Orman Genel Müdürlüğünün tesbit edeceği, zaruret halinde bu elemanlardan birisinin mühendis yardımcısı da olabileceği, mahalli Bölge şefi ve bölme orman muhafaza memurunun da müşahit sıfatıyla mıntıkada çalışan komisyonlara iltihak edeceğinin belirlendiği, bu surette, yasaya aykırı olarak makiye ayırma işleminin orman tahdit komisyonları yanı sıra, mahalli orman idaresince oluşturulacak komisyonlar tarafından da yapılabileceğini öngörüldüğünden, yönetmelik ve talimat hükümlerinin yasaya aykırı olduğu, oysa, hukukun en … ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü ilkesi gereğince, hukukun şekli kaynaklarından olan yasalar, Anayasa hükümlerine, yasaların uygulamasında karşılaşılacak sorunların açıklığa kavuşturulması için çıkarılan yönetmelikler ise kaynak bulduğu yasalara aykırı olamayacağı, aykırılık durumunda, uygulayıcı tarafından, yasalara aykırı yönetmelik hükümlerine itibar edilmeyeceği (Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2005 gün 2005/11-81 E., 2005/118 K. sayılı kararı da olduğu gibi) yörede görev yapan … tefrik komisyonunun, hukuk mezunları arasında tayin edilecek bir hukukçu üye ile il genel meclisi daimi encümeni tarafından seçilecek bir üye bulunmadığından 5653 Sayılı Yasa ile değişik 3116 Sayılı Yasanın 5. maddesinde öngörülen kişilerden oluşmadığı gibi, üç orman yüksek mühendisi yanı sıra bölge şefi ile muhafaza memuruna yer verilmeyip sadece üç orman yüksek mühendisi ve bir bakım memuru yer aldığı için yönetmelik hükümlerine de aykırı oluşturulduğu, kaldı ki, 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla, … tesbit komisyonunca makilik alan olarak belirlenen alanlarda özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceğinin kabul edildiği, kararda öngörülen Özel Yasaların 2510 Sayılı İskan, 4753 Sayılı Çiftçiyi Topraklandırma, 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ile 5658 Sayılı Orman Yasasına ek Yasalar olduğu, gerek Hukuk Genel Kurulunun gerekse ilgili Yargıtay Dairelerinin kararlıkla sürdürdükleri içtihatlarına göre, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan her türlü kayıt ve belgeler ile mahkeme ilamlarının yasal değerlerini yitireceği, makiye ayrılan yerlerle özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulardan başka tapulara ve zilyetliğe değer verilemeyeceği(HGK 27.02.2002/1-19 E.-97 K.), İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıkça … komisyonlarınca yapılan işlerin sadece nitelik belirleme olup, orman dışına çıkarma işlemi olmadığı, makiye ayırma işleminin orman olarak kayıtlı tapulu taşınmazı tapusuz hale dönüştürmeyeceğinin vurgulandığı, sözü edilen İçtihadı Birleştirme Karanının konusu makilik yerlerde zilyetliğe değer verilip verilmeyeceğiyle de ilgili olmadığı, İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde bu konunun, bir kelime ya da cümle halinde dahi yer almadığı, yorum yoluyla içtihadı birleştirme kararının genişletilemeyeceği, şu hale göre; orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazların, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki diğer hali yerlerden farklı statüde olduğu, orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin bedeli karşılığında satılmasını öngören yasaların dahi Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasada gösterilen amaç dışında tasarruf edilemeyeceği gerekçesiyle iptal edildiği, (Anayasa Mahkemesinin 30.03.1993 gün ve 1992/48-14; 28.11.2002 günlü Resmi Gazetede Yayınlanan, 27.9.1995 gün ve 1995/13-51 sayılı kararları), devletin özel mülkiyetinde bulunan tapulu ve tapusuz taşınmazların Hazine tarafından bedeli karşılığında her zaman, herkese satılabileceği ya da başka bir amaçla tahsis edilebileceği halde, orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin bedeli karşılığında dahi satılamayacağı, Anayasa Mahkemesi kararlarında açıklandığı gibi, bedeli karşılığında bile Devlete satma yetkisi tanınmayan taşınmazların diğer hali yerler gibi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinilmesinin düşünülemeyeceği, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 18/2. maddesi hükmüne göre “Yasaları uyarınca devlete kalan taşınmaz mallar tapuda kayıtlı olsun olmasın zilyetlikle kazanılamayacağı, yasanın bu maddesinde “yasaları uyarınca devlete kalan taşınmaz malların” hangi malları kapsadığı sayılmamışsa da, yukarıda anlatıldığı gibi gerek Yasal Düzenlemeler
-3- 2006/14225-18385

gerekse Yargı Kararları gözetildiğinde, 1744sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi ve 2896, 3302 ve 3373 sayılı Yasalar ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yerler ile geçerli bir işlemle makiye ayrılan yerlerin de 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesi anlamında “yasalar uyarınca devlete kalan taşınmaz mallar” olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceğinin kabul edildiği, Açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi ) gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra gerçek kişinin davasının REDDİNE, Hazinenin talebinin kabulü ile … köyünde yer alan 23.12.2002 tarihli teknik bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 8260 m2 bölümün Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmış taşınmazın, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Medeni Yasanın 713 maddesi gereğince tapuya tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 Sayılı Yasaya göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 23.4.1977, komisyonun itirazların incelenmesine ilişkin çalışmaları da 13.4.1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp 02.03.1989 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
Taşınmazın bulunduğu … köyünde genel arazi kadastrosu 1956 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz bu işlemde devlet ormanı olarak tapulama dışı bırakılmış, tesbit dışı bırakma işlemi ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 27/12/2006 gününde oybirliği ile karar verildi.