YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/13648
KARAR NO : 2006/17132
KARAR TARİHİ : 07.12.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … (…) 01.11.2002 tarihli dilekçesiyle, … (…) … mevkii 3468 sayılı parselin, kendisinin de pay sahibi olduğu, Şubat 1300 D. Ta.II cilt, 28 sayfa, 203 numaralı sicilden gelen Ekim 1947 tarih 34, Ocak 1952 tarih 48 ve 49 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, 1946 orman sınırları içindeyse de, 1975 yılında 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkarıldığı, 30 yıldan fazla süredir zilyetliklerinin de devam ettiği iddiasıyla, Hazine adına oluşan tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 24.03.1976 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması, 1987 yılında yapılıp, 04.06.1987 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
… (…) … mevkii 3468 parsel sayılı 677 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1988-1992 arasında yapılıp, 28.01.1993 ila 01.03.1993 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen arazi kadastrosunda, … oğlu … …’ın kullanımında olduğu beyanlara yazılarak Hazine adına tesbiti itirazsız kesinleşerek tapu kaydı oluşmuştur.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, kesinleşmiş orman kadastrosu, … tefrik haritaları ve 6831 Sayılı Yasanın 2. madde tutanakların ve haritalarının uygulamasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla, çekişmeli parselin 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken, makiye ayırma işlemine konu edilmediği, taşınmazın tamamının 1961 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosunda orman olarak tapulama dışı bırakıldığı, 1976 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, bu nitelik ve 1345 parsel sayısı ile 1980 yılında Hazine adına tescil edildiği, gerçek kişilerin itirazı üzerine Kadastro Mahkemesinin 11.06.1984 gün ve 1984/417-879 sayılı kararı ile bu tecilin ikinci kadastro sayılarak iptal edildiği, 1988 yılında tekrar Hazine adına tesbit edilip, kadastro tesbitinin itirazsız kesinleştiği belirlendiğine, davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının 1961 arazi kadastrosunda dava dışı 176 ila 245, 358 ila 372 sayılı parselle uygulandığı, sınırlarının
-2- 2006/13648-17132
memleket haritasında da yer verilen mevkii isimleri olduğu, bu sınırlar birer doğru ile birleştirildiği taktirde, çekişmeli taşınmaz bu sınırların güneyinde tapu kaydı sınırları dışında olduğu gibi, esasen sınırlar içinde tapu kaydının revizyon gördüğü parseller dışında kesinleşmiş orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırılan devlet ormanlarının da bulunduğu, bu nedenlerle 3402 Sayılı Yasanın 20/C maddesi gereğince kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, tapu kaydının uygulandığı kadastro parselleri ile çekişmeli taşınmaz arasındaki mesafe gözetildiğinde çekişmeli parselin tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli kapsamı içinde olduğunun da kabul edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları yönünden ise; taşınmazın devlet ormanı sınırları içindeyken kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu edilemeyeceği, zilyetliğin suç sayılacağı, 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin de kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilemeyeceği gibi, bir an için taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi gereğince Hazine adına orman sınrıları dışına çıkarılmasından sonra kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu edilebileceği kabul edilse dahi, 2. madde uygulamasının kesinleştiği 1976 yılından taşınmazın Hazine adına tesbit edildiği 1980 yılına, bu tarihten gerçek kişilerin açtığı dava sonucu tekrar tapulama dışı bırakıldığı 1984 yılına ve bu tarihten sonra da yine, Hazine adına tecilinin yapıldığı 1988 yılına kadar, kesintisiz ve nizasız 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin hiçbir zaman dolmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre,yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 07/12/2006 gününde oybirliği ile karar verildi.