YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/1292
KARAR NO : 2006/4597
KARAR TARİHİ : 06.04.2006
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … Köyü 273 ada 51 parsel sayılı 16.242,03 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 2 katlı kargir ev ve fındık bahçesi niteliği ile belgesizden davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1975 ve 1988 yıllarında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan ve memleket haritasında da orman sayılan, zilyetlikle kazanılamayacak yer olduğu iddiası ile tespitin iptalini ve Hazine adına tescilini istemektedir. Mahkemece, Hazine tarafından orman iddiası ile dava açıldığı; ancak, taşınmazın tamamının 1988 yılında kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı kabul edilerek, başka bir araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme, alınan uzman bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; mahkemece, bilgilerine başvurulan harita, uzman orman ve … mühendisi bilirkişiler memleket haritası, orman kadastro haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilip … parsellerle birlikte uygulama yapmadan ve dava konusu taşınmazın yeri memleket haritası üzerinde nokta şeklinde işaretlenerek verdikleri raporlarında, taşınmazın büyük bölümünün fındık ağaçları ile kaplı, fındık bahçesi niteliğinde olduğunu, 1988 yılında kesinleşen orman kadastro sınırı dışında kaldığı, 1959 tarihli 1/25000 ölçekli memleket haritasında kısmen orman sayılan yerler içinde kaldığını açıklayarak, sonuçta dava konusu parselin kesinleşen orman kadastro haritasının kapsamı dışında kaldığı ve bu nedenle orman sayılmayan yer olduğunu bildirmişler ve mahkemece de bu rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Kural olarak bir yerde, 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden sonra yapılıp kesinleşen orman kadastrosu varsa o yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı kesinleşen orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirlenecektir.
Ne var ki; davacı Hazine, taşınmazın öncesinin orman olduğu ve bu niteliği nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacak devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer olduğu iddiası ile dava açtığına göre, dava konusu taşınmazın yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman olup olmadığının da araştırılması gerekir.
Alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın öncesinin 1959 tarihli memleket haritasında kısmen … orman alanında kaldığı bildirilmiştir. Taşınmaz bir an için 1988 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kaldığı kabul edilse bile, aslında ormanların zilyetlikle kazanılamayacağı, kaldı ki; arazi kadastrosunun 2004 yılında yapıldığı gözönünde bulundurulduğunda, kadastro tespit tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı bir yana, 05.11.2003 … ve 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince öncesinin “…evvelce sınırlaması yapılmış olup da, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış orman” olup olmadığının da araştırılması ve devletin hüküm ve tasarrufu altında orman sayılan yer olması halinde kesinleşen orman sınırı dışında kalan taşınmaza yönelik Hazinenin davasının kabul edilmesi gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman … orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu … memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışında kaldığının belirlenmesi halinde, en eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafı ve amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; orijinal-renkli memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine çevrildikten sonra yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun yalnız büro incelemesi ile değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili rapor alınmalı; kesinleşen orman sınırı dışında kalıp da … fotoğrafı ve memleket haritasındaki görünüm ve rumuzlara eylemli duruma göre devletin hüküm ve tasarrufu altında ve orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın tamamının veya bir kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yer olması halinde kesinleşen orman kadastrosu ile kadastro tespit tarihi ve ayrıca 6831 Sayılı Yasanın 4999 Sayılı Yasa ile değişik 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki zilyetlikle kazanılmayacak yer olduğu gözönünde bulundurularak Hazinenin davası kabul edilmeli; böylesine yapılacak uygulama ve araştırma sonunda, çekişmeli parselin kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden
olduğunun belirlenmesi halinde, kadastro tespiti belgesiz zilyetliğe dayalı olarak yapıldığından, davalı … kişinin bu yeri Hazineye karşı 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanıldığını kanıtlaması gerekeceğinden, öncelikle davalıdan zilyet tanıkları bildirmesi, daha sonra da Hazineden karşı delilleri istenerek, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından imar-ihyanın ne zaman başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı; bundan sonra, sürdürülen zilyetliğin nasıl ve kaç yıl olduğu ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı konuları sorularak, kendilerinden maddi olaylara dayalı bilgi ve … mühendisinden, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, … yapısı ve kullanım biçim ve süresi konularında ilmi verilere dayalı rapor alınmalı; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesindeki 40-100 dönüm kısıtlama araştırması yöntemine uygun yapılmalı; bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/04/2006 günü oybirliği ile karar verildi.