Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2006/12790 E. 2006/12705 K. 05.10.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/12790
KARAR NO : 2006/12705
KARAR TARİHİ : 05.10.2006

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.02.2006 gün ve 2005/12055- 1283 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece, 1976 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritasının 30.03.1990 günlü mutabakat zaptına göre değiştirildiği, kadastro mahkemesinin sözü edilen kesinleşmiş kararının ise, yanlış düzenlenmiş bu haritanın uygulamasına dayalı olduğu, bilirkişiler hakkında bir mahkumiyet kararı bulunmasa da, ilgililer hakkında soruşturma yapıldığı, bu nedenle yargılamanın iadesi koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle işlemin kabulüne karar verilmişse de, kesinleşen mahkeme kararının dayanağı raporu düzenleyen bilirkişi hakkında bir soruşturma yapılıp yapılmadığı araştırılmadığı gibi, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.12.1997 gün ve 1995/13707-12397 sayılı kararında, çekişmeli parselin 1942 orman kadastro sınırları içinde kaldığı yönündeki bilirkişi raporu kabul edilerek, taşınmazın 1952 yılında makiye ayrılıp ayrılmadığı konusundaki araştırmanın yetersiz olduğu ve 1976 orman kadastrosunda taşınmazın orman sınırları dışında bırakılmasının hukukça değeri olmadığının vurgulandığı, bozmaya uyularak yapılan araştırma sonunda taşınmazın makiye ayrıldığının ve davalı gerçek kişi yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine ve katılan gerçek kişi adına tescile ilişkin mahkeme kararının, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından 06.04.1999 tarihinde 1999/2765-3171 sayıyla onandığı, karar düzeltme talebinin de 30.11.1999 gün ve 1999/9407-10567 sayıyla ret edilip kararın kesinleştiği, Yargıtay kararında; yapılan orman kadastrosuna ve makiye ayırmaya ilişkin tüm işlemler incelenerek, 1976 yılında taşınmazın orman sınırları dışında bırakılmasına ilişkin orman kadastro işleminin hukuki değerinin bulunmayacağına işaret edilerek mahkeme kararının bozulduğu ve mahkemece de yeniden yapılan incelemede, 1976 yılında yapılan işlemle taşınmazın orman sınırı dışında bırakılmadığı; ancak, 1952 yılında makiye ayrıldığı saptanarak hüküm kurulduğu halde, davacı Yönetim, şimdi yine yargılamanın iadesi nedeni olarak 1976 yılındaki orman kadastrosu ile belirlenen orman sınırlarının, mutabakat zaptı olarak düzenlenen zabıtla değiştirilmesinin yasal olmadığı konusundaki yönetim müfettişlerince düzenlenen rapora dayandığı, gerçektende; … İdaresi tarafından … Vakfına ilişkin 1574 tarihli vakıf senedi ve Ağustos 1936 tarih 2 sıra numaralı sicilden gelen Eylül 1938 tarih 39 sıra numaralı tapu kaydı kapsamındaki taşınmazların orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin işlemin iptalinin istenmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının Hakem sıfatıyla verdiği Aralık 1947 tarih 208 sayılı kararıyla tapu kaydı kapsamındaki taşınmazlar için orman kadastrosunun iptaline karar verildiği, yörede 1952 yılında makiye ayırma işlemi yapıldığı, 1976 yılında çalışma yapan 7 numaralı Orman Kadastro komisyonu 1942 yılında yapılan orman kadastrosunun tamamının sözü edilen hakem kararı ile iptal edildiği, hakem kararına konu olan yerler ile makiye ayrılan yerlerin orman rejimi dışına çıkarıldığı düşüncesinden hareketle, yeni baştan bir orman kadastrosu yaptığı, bu işlemde orman sınırlarının daraltıldığı, Yargıtay kararında kabul edildiği gibi 1942 orman kadastrosunu yok sayarak devlet ormanlarını orman sınırları dışında bırakan 1976 yılındaki işlemin hukuki değerinin bulunmadığı, buna rağmen; mahkeme, 1976 yılında düzenlenen orman kadastro haritasının, mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra ele geçirilmiş gibi, bu haritanın uygulanmasına dayalı fen bilirkişi krokisine göre yargılamanın iadesi talebini kabul ettiği, yargılamanın iadesinin kabulüne esas alınan ve daha önceki raporlarda da imzası bulunan Orman Yüksek Mühendisi Bilirkişi …’nın da içinde bulunduğu uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; taşınmazın 1942 yılında orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı, 1952 yılında makiye ayrıldığı, 1976 yılındaki orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı, 1976 yılı orman kadastro haritasında tahrifat yada değişiklik yapılmadığı, bu haritanın uygulanması sırasında sistematik olmayan hatalar yapıldığı, orman kadastro haritası ile arazi kadastro paftasının yapım tekniklerindeki farklılıklar nedeniyle iki haritanın çakışmadığı, orman sınır noktalarının arazi kadastrosunda belirlenen koordinatlarının tutanaklara ve zemine daha uygun olduğu bildirildiği halde, mahkeme karar gerekçesinde bu rapor yanlış değerlendirilerek bu bilirkişi raporundan, 1976 yılında düzenlenen orman kadastro haritasının tahrif ve tağyir edildiğinin bildirilmiş olduğu sonucu çıkarılarak, yargılamanın iadesi davasının kabul edildiği, Diğer bir hususun da, aynı gün temyiz incelemesi yapılan Dairenin 2005/12050, 2005/12057 ve 2005/12056 (Mahkemenin 2004/28, 2004/9 ve 2004/20) sayılı sırasıyla aynı köy 2601, 841 ve 842 parseller ile ilgili dava dosyalarında ve somut olayda, kesinleşen mahkeme kararlarının dayanağı rapor Orman Yüksek Mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenmesine karşın, bir taraftan bu bilirkişi raporlarının gerçeğe aykırı düzenlendiği kabul edilmiş, diğer taraftan …’nın düzenlediği rapora dayanılarak yargılamanın iadesi talebinin kabulü yolunda hüküm kurulduğu, mahkeme kararında değinildiğinin aksine, 1976 orman kadastrosuna ilişkin harita üzerinde tahrifat ve değişiklik yapıldığı ve kesinleşen mahkeme kararının dayanağı raporu düzenleyen bilirkişinin gerçeğe aykırı rapor düzenlediği yönünde, yönetime bağlı müfettişlerin düzenlediği inceleme raporundan başka bir delil sunulmadığı gibi, bu husus bilgilerine başvurulan bilirkişi kurulunca da doğrulanmadığı, bu nedenle koşulları bulunmayan yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Yargılamanın Yenilenmesi isteminin REDDİNE karar verilmiş, hüküm istem sahibi … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli … köyü 858 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve vakıfların tapulu taşınmazları yönünden Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla iptal ettiği orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra ilk tahdidin aplikasyonu ve 1976 yılında yapılan ekip çalışmalarına yapılan itirazlar 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 15.09.1976 tarihinde incelenerek 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir. 1988 yılında 36 numaralı orman kadastro komisyonunca aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış ve sonuçları 15.06.1989 tarihinde ilan edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/10/2006 gününde oybirliği ile karar verildi.