Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2006/10739 E. 2006/11417 K. 19.09.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/10739
KARAR NO : 2006/11417
KARAR TARİHİ : 19.09.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALI-K.DAVACI : HAZİNE

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı mirasçısı … ile Orman Yönetimi vekili ve Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 09.02.1998 günlü dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyü … Mevkiinde bulunan toplam iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini, Hazine karşı dava ile taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18/1. maddesi gereğince kendi adına tescilini, Orman Yönetimi ise orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiştir. Mahkemece davacı gerçek kişi ve Hazeninin davasının kısmen kabulüne, … bilirkişi … …’ın 29.11.1999 günlü krokili raporunda (A) ile gösterilen 21600 m2 yüzölçümündeki bölümün davacı … … adına, (B) ile gösterilen 8400 m2 yüzölçümündeki bölümün ise orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı mirasçısı … ile Orman Yönetimi vekili ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamış, genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1986 yılında yapılmış ve sonuçları 28.12.1987 – 28.01.1988 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli taşınmazın 1986 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda tesbit dışı bırakıldığına, tesbit dışı bırakma işleminin de bir kadastro işlemi olduğuna, davacının 3402 Sayılı Yasanın 7/4. maddesinde öngörülen süreler içinde hak iddiasında bulunulmadığına, böylelikle tesbit dışı bırakma işleminin 29.01.1988 tarihinde kesinleştiğine, bu tarih ile temyize konu davanın açıldığı 09.02.1998 tarihleri arasında 20 yıllık yasal edinme süresinin dolmadığına, bu olgunun HGK’nun 18.02.1998 gün ve 1998/8-15 Esas 1998/129 sayılı kararıyla kabul edildiğine ve uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda (B) ile gösterilen taşınmaz bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğine göre, davacı gerçek kişinin (B) ile gösterilen bölüme ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Hazine ve Orman Yönetiminin (A) ile gösterilen 21600 m2 yüzölçümündeki bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Çekişmeli taşınmaz, 1986 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tesbit dışı bırakılmış ve bu işlem kesinleşmiştir. Tesbit dışı bırakılan bir yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemekle beraber, bu işlem bir kadastro işlemidir. Bu tür taşınmazlar üzerinde hak
iddia edenler için izlenmesi gereken yol, eski 766 Sayılı yasanın 2. maddesinde ve halen yürürlükte olan ve uygulanan 3402 Sayılı Yasanın 7/4. maddesinde belirtilmiştir. Anılan maddelerde öngörülen süreler içeresinde hak iddiasında bulunulmaması halinde, tesbit dışı bırakılma işlemi kesinleşir. Tesbit dışı bırakılan bir yerin Medeni Yasanın 713/1 (eski 639/1) maddesi ve 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, tesbit dışı bırakma işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile Yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Somut olayda; toplanan delil ve belgelere göre desbit dışı bırakılma işleminin kesinleştiği 29.01.1988 tarihi ile temyize konu davanın açıldığı 09.02.1998 tarihleri arasında 20 yıllık yasal kazanma süresi dolmamıştır. Bu açıklamalara göre, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinden söz edilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.02.1997 gün ve 1996/8-768 – 1997/1000 K. ve 18.02.1998 gün ve 1998/8-15 E.-129 k. sayılı kararları da aynı doğrultuda olup, bu uygulama Dairemizde ve Hukuk Genel Kurulunda istikrarlı bir şekilde devam etmekte ve kökleşmiş içtihat halini almış bulunmaktadır. Açıklanan hususlar gözetilerek davacı gerçek kişinin (A) ile gösterilen bölüme ilişkin de davasının reddine, Medeni Yasanın 713/6. maddesine göre Orman Yönetimi ve Hazinenin taşınmazın tescilini isteme olanağı bulunduğundan, Orman Yönetiminden dava harcı alındıktan sonra bu bölüme ilişkin Orman Yönetimi ve Hazinenin tescil istemi konusunda bir karar verilmelidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin (B) ile gösterilen bölüme ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Yukarıda 2. bendde açıklanan nedenlerle, Orman Yönetiminin ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (A) ile gösterilen bölümüne ilişkin olarak BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 19/09/2006 günü oybirliği ile karar verildi.