YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/10099
KARAR NO : 2006/12781
KARAR TARİHİ : 05.10.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.04.2005 gün ve 2004/12452-2005/3916 sayılı bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmaza ilişkin orman kadastrosuna itiraz dosyasındaki orman bilirkişi raporu ve mahkeme gözlemine göre taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, dava tarihi ile taşınmazın orman rejimi dışına çıkarılış tarihi arasında 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu (A) harfli 428.88 m2’lik taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 01.07.1987 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1- Davacı gerçek kişinin temyiz itirazları yönünden;
Tüm dosya kapsamı, uzman bilirkişi raporları, Dairemizin yukarıda esas ve tarihi belirtilen bozma ilamı gereğince çekişmeli taşınmazın 1958 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmalarında tescil harici bırakıldığı, yörede 1987 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında önce orman sınırları içine alındığı, davacının bayiinin açtığı orman tahdidine itiraz davası sonucunda orman sınırları dışında bırakıldığı, ancak taşınmazın bitki örtüsü olarak taşlık … ve makilik vasfı taşıdığı ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu 4 yönden de kesinleşen 2/B maddesine konu olan alanlar ile çevrili, 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde olduğu ve özel mülkiyete konu olamayacağı, ayrıca dava tarihi ile çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılma tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin de dolmadığı anlaşıldığından davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece bozma ilamına uyularak gerçek kişinin açmış olduğu tescil davasının reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin bulunması nedeni ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya tescili yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, çekişmeli taşınmazın 4 yönden 2/B madde uygulamasına konu olan alanlar ile çevrili olduğu ve 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu saptandığına göre, mahkemece bu vasıf belirtilerek hüküm kurulması gerekirken vasıf belirtilmeden tescil yolunda hüküm kurulması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 2. fıkrasındaki “tapuya kayıt ve tesciline” cümlesi hükümden çıkartılarak bunun yerine “6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliği ile tapuya kayıt ve tesciline” cümlesi eklenmek sureti ile düzeltilmesine ve hükmün H.U.M.Y.’nın 438/7. maddesi gereğince bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 05/10/2006 günü oybirliği ile karar verildi.