Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2005/15243 E. 2006/3042 K. 07.03.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/15243
KARAR NO : 2006/3042
KARAR TARİHİ : 07.03.2006

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı …, … Köyü … Mevkiinde 113 ada 354 parselin güneyinden geçen yol güzergahının orman sayılan yer olduğu iddiasıyla, yol olarak davalılar adına yapılan tesbitinin iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tesbitini istemiş, taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden davanın görev yönünden reddine ve Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2004 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 3402 Sayılı Yasanın 16/B maddesinin 3. bendi gereğince tespit tutanağı düzenlemeden haritasında yol olarak gösterildiği, Orman Yönetiminin taşınmazın orman sayılan yer olduğu iddiası ile bu davayı açtığı, bu haliyle davanın 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde belirlenen orman kadastrosuna itiraz davası olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece dava, arazi kadastro tesbitine itiraz olarak nitelendirerek çekişmeli yer hakkında tesbit tutanağı düzenlenmediğinden söz edilerek 3402 Sayılı Yasanın 26/4 maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmiştir.
Gerçekten 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi hükmüne göre “kadastro mahkemesinin yetkisi (görevi) her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar” Yine aynı Yasanın 4/3. maddesinde “kadastro çalışma alanı sınırında orman bulunduğu takdirde; durum çalışmaya başlamadan iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. Bu yerlerin orman sınırlaması ve orman sınırı dışına çıkarma işlemleri 6831 Sayılı Orman Yasası hükümlerine göre orman kadastro komisyonlarınca tesbit ve haritasına işaretlenerek tutanakları ile birlikte kadastro ekiplerine teslim edilir. Bu yerlerin ölçü ve harita işlemleri yukarıdaki sınırlar esas alınarak kadastro ekiplerince ikmal edilir. İki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenememesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir. Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır.”, 11/1. maddesinde, “Kadastro Müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tesbitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler, bu cetvelleri ve pafta örneklerini 30 gün ilan ettirir, itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir” ve yine 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesinde, “… tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine …. müracaatla SINIRLAMAYA ve bu Yasanın 2 nci maddesine göre ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARMA işlemlerine Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü ile
hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir” hükümleri mevcuttur.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinde şu sonuçlara ulaşılmaktadır:
1- 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre iki aylık süre içinde orman kadastro ekiplerince orman kadastrosu yapılmamış, arazi kadastrosu ekiplerince orman belirlemesi yapılmışsa;
a) Kadastro ekiplerince, aslında orman olan bir yer hakkında yanlışlıkla özel mülk niteliğiyle tesbit tutanağı düzenlenmesi halinde, askı ilan süresi içinde … ya da Hazine tarafından orman savıyla kadastro mahkemesinde dava açılabilir ya da başkaları tarafından açılmış davaya asli müdahil olarak katılıp orman iddiasında bulunabilir.
b) Orman niteliğinde olan bir yer hakkında, özel mülk olarak tespit tutanağı düzenlenmiş ve askı ilan süresi içinde dava açılmayarak tapu kaydı oluşmuşsa; yine aynı yönetimler 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalmadan “devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer ya da orman ” iddiasıyla her zaman tapu iptali ve tescil davası açabilir (HGK’nun 21.02.1990 gün 1989/1-700/101 ve 11.06.2003 gün 13-414/410 SK).
c) Aslında özel mülk olduğu halde orman niteliğiyle tespit tutanağı düzenlenen yer hakkında gerçek ya da tüzel kişiler her türlü delile dayanarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabilirlerse de tespit tutanağının kesinleşmesinden sonra 3402 Sayılı Yasanın 16/D ve 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde sadece tapuya dayanarak orman kadastrosuna itiraz davası açıp, orman tapu kaydının iptali ve tescilini isteyebilirler (H.G.K.’nun 30.03.2005 gün 2005/8-202/215 S.K.).
d) Kadastro tutanağı düzenlenmeyerek tesbit harici bırakılan yer hakkında, Hazine ya da … askı ilan süresi içinde 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinde açacağı dava ile bu yerin orman sınırı içine alınmasını isteyebileceği gibi daha sonra hiçbir süreye bağlı kalmadan genel mahkemede açacağı dava ile her zaman bu yerin orman olarak tapuya tescilini isteyebilir, ya da 3402 Sayılı Yasanın 22/2. maddesi hükmüne göre kadastrosunun yapılmasını veya … bu yerin 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosunu yapabilir.
2) 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu ile arazi kadastrosu birlikte yapılmışsa;
a) Orman kadastro komisyonlarınca taşınmaz orman sayılarak 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi gereğince, orman kadastro tutanağını düzenleyip, haritaya bağlayarak arazi kadastro ekiplerine teslim etmesi halinde;
aa) Arazi kadastro ekipleri Yasanın açık hükmüne karşın, orman kadastro ekiplerinin düzenlediği tutanak ve haritaya uymayarak o yer hakkında 3402 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince tesbit tutanağı düzenlememiş olsa bile, orman kadastro komisyonunca, orman kadastro tutanağı düzenlendiği için aynı Yasanın 26/4. maddesi uyarınca kadastro tutanağı düzenlenmiş sayılacağından … ya da Hazine askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde orman savı ile dava açabilecekleri gibi, askı ilan süresinden sonra da, genel mahkemede her zaman devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer ve orman savıyla tescil davası açabilir.
bb) Arazi kadastro ekipleri, yine yasanın açık hükmünü gözönünde bulundurmadan orman kadastro komisyonunun 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesine göre düzenlediği tutanak ve haritaya uymayarak, o yer hakkında özel mülk olarak tesbit tutanağı düzenlemişlerse, bu halde yine Hazine ya da … askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde, orman savı ile dava açabileceği gibi tesbitin kesinleştiği tarihten sonra da hiçbir süreye bağlı kalmadan genel mahkemede devletin hüküm ve tasarrufu altında orman sayılan yer iddiası ile tapu iptali ve tescil davası açabilirler.
cc) Arazi kadastro ekipleri, orman kadastro komisyonunun düzenlediği tutanak ve haritaya aynen uyarak, o yer hakkında orman niteliğiyle tesbit tutanağı düzenlemişse, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler askı ilan süresi içinde bu yerin özel mülk olduğu iddiası ile zilyetlik, tapu ya da başka bir belgeye dayanarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde tespite itiraz davası açabilir. Tesbit tutanağının kesinleşmesinden sonra 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince zilyetliğe dayanarak dava açılamaz. Sadece tapulu yerler için 6831 Sayılı Yasanın 11/1. ve 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddeleri gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tapu iptal ve tescil davası açılabilir.
b) Orman kadastro komisyonlarınca taşınmaz orman sayılmayarak hakkında tutanak düzenlenmediği halde, arazi kadastro ekiplerince orman sayılıp tesbit tutanağı düzenlemişse, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler, askı ilan süresi içinde her türlü delile dayanarak kadastro mahkemesinde, tesbit tutanağının kesinleştiği tarihten sonra da, yukarıda (a-cc) bendinde açıklandığı gibi sadece tapuya dayanarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde özel mülk iddiası ile genel mahkemede dava açabilir (H.G.K.’nun 30.03.2005 gün 2005/8-202/215 S.K.).
c) Orman ve arazi kadastro komisyonları, taşınmazın yol, …, köprü gibi … malı olduğu gerekçesiyle hakkında orman ya da arazi kadastro tutanağı düzenlemeden 3402 Sayılı Yasanın 16/B maddesinin 3. fıkrası gereğince, haritasında göstermişse ya da aynı maddenin (c) bendi hükmüne göre devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olduğunu kabul ederek, tescil ve sınırlandırmaya tabi tutmayıp tesbit ve tescil harici bırakmışsa, 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosu sırasında 6831 Sayılı Orman Yasası hükümlerine göre işlem yapılıp orman olan ve olmayan yerlerin belirlenmesi gerekeceğinden ve 6831 Sayılı Yasa uygulamasında, orman sınırı dışında bırakılan her türlü taşınmaz hakkında Orman Yönetimine dava açma … verilmiş olduğundan, 3402 ve 6831 Sayılı Yasalarda yazılı olan ve birbiri ile çelişkili olmayan orman kadastrosu ile ilgili hükümler birlikte uygulanması gerekeceğinden o yer hakkında orman ya da arazi kadastrosu tutanağı düzenlensin ya da düzenlenmesin Orman Yönetiminin orman sınırı içine alınması konusunda askı ilan süresi içinde açtığı dava 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinde görülecektir.
3-Orman Kadastrosu o yerde 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre ilk defa yapılmışsa;
a) 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosunun o yörede ilk defa yapılması sırasında orman kadastro komisyonu taşınmazın orman sayarak, orman sınırı içine almışsa 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler askı ilan süresi içinde zilyetliğe ya da tapuya dayanarak kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davası açabileceği gibi, orman kadastro işleminin kesinleşmesinden sonra da aynı madde gereğince sadece tapulu taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre içinde genel mahkemede orman kadastrosuna itiraz davası açabilirler.
b) 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre, o yerde ormana kadastrosunun ilk defa yapılması sırasında, orman kadastro komisyonlarınca orman sayılmayarak, orman sınırı dışında bırakılan taşınmazlar hakkında yine 6831 Sayılı Yasanın 11/1-2. maddesi gereğince askı ilan süresi içinde sınırlamaya (orman sınırı içine alma ya da orman sınırı dışında bırakma işlemine) ve bu Yasanın 2 nci maddesine göre önce sınır içine alıp hemen sonra, orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü ile hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler kadastro mahkemelerinde dava açabilir. Taşınmaz orman sınırı içine alınmışsa dava, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından, orman sınırı dışında bırakılmışsa bu halde de 18.11.2003 gün ve 4999 Sayılı Yasa ile değiştirilen 6831 Sayılı Yasanın 11/1-2. maddesi gereğince (bu değişiklik usül hükmü olduğundan halen görülmekte olan davalara da uygulanacaktır) Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından dava açılacağından, orman sınırı dışında bırakılan yerler hakkında Orman Genel Müdürlüğünün kadastro mahkemesinde açtığı davanın esasının incelenmesi gerekecektir.
c) İşte yukarıda 3/b bendinde açıklandığı gibi 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılan yerin orman sınırı içine alınması konusunda Orman Genel Müdürlüğünün aktif dava ehliyeti olduğu gibi 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman ve arazi kadastrosunun birlikte yapılması halinde 6831 ve 3402 Sayılı Yasa hükümleri içi içe ve birlikte uygulanacağından orman ve arazi kadastro ekiplerince tutanak düzenlenmeyerek tesbit harici bırakılan yerlerin orman sınırı içine alınması konusunda Orman Genel Müdürlüğünün askı ilan süresi içinde açtığı davanın kadastro mahkemesinde görülmesi gerekir.
Somut olaya gelince; yörede 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında dava konusu taşınmaz, aynı Yasanın 16/B maddesinin 3. bendi gereğince paftasında yol olarak gösterildiğine ve temyize konu orman kadastrosuna itiraz davasının 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinde askı ilan süresi içinde Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılıp taşınmazın orman sınırı içine alınmak suretiyle orman sınırının düzeltilmesi istendiğine ve 3402 Sayılı Yasanın 26. maddesi kadastro mahkemelerinin sadece arazi kadastrosu işleriyle ilgili olarak zaman bakımından görev ve yetkisini belirlemiş olduğuna göre yukarıda 1-d, 2-c ve 3-b – c bentlerinde açıklanan ilkeler gözönünde bulundurulup Orman Yönetiminin davasının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 07/03/2006 günü oybirliği ile karar verildi.