YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/15049
KARAR NO : 2006/2407
KARAR TARİHİ : 27.02.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi … Aksoy vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 27.10.2004 tarih 2004/11289-11141 sayılı bozma kararında özetle: “Orman ve … bilirkişileri çekişmeli taşınmazın resmi belgelerdeki konumunu açıklamış iseler de siyah beyaz elle boyanan memleket haritası üzerinde işaretleme yapmışlardır ve bu hali ile taşınmazın konumunu denetlemek mümkün değildir. Ayrıca … il Mera komisyonu tarafından çekişmeli taşınmazın mera parseli olarak sınırlandırıldığı ve ilan edildiği belirlenmesine rağmen mahkemece bu hususta da bir araştırma yapılmadığı gibi davacının dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği 25.000 m2’lik bölüm ile ilgili olarak dava açtığı, talepten fazlasına hükmedilemeyeceği de düşünülmeden hüküm kurulduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Aksoy vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamış, genel arazi kadastro işlemlerinin sonuçları 29.12.1953 – 28.01.1954 tarihleri arasında ilan edilip kesinleşmiştir.
Genel kadastro paftasında taşlık ve … olarak tescil harici alanda bırakılan taşınmazın paftasının düzenlendiği, 03.07.1953 tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olmakla beraber, 4342 Sayılı Mera Yasası uygulaması ile mera tespit ve tahdit işlemi yapılarak sonuçları 22.10.2001-22.11.2001 tarihleri arasında ilan edilmiş bulunduğundan, mevcut dava aynı zamanda mera sınırlandırılmasına itiraza da dönüşmüştür.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazın 4342 Sayılı Yasaya göre yapılan çalışmalarda mera olarak tespit ve tahdit edildiğine, 13.11.2003 tarihinde ihdasen mera olarak tescil edilen 826
sayılı parsel içinde kaldığına ve iki kez yapılan keşifte dinlenen ziraatçı bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarla da zilyetlikle kazanımı olanaklı olmayan, mera niteliğinde olduğu saptandığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/02/2006 gününde oybirliği ile karar verildi.