Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2005/15048 E. 2006/2408 K. 27.02.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/15048
KARAR NO : 2006/2408
KARAR TARİHİ : 27.02.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.04.2004 tarih 2003/10871-2004/4776 sayılı bozma kararında özetle: “Aynı gün Dairede incelemesi yapılan 2003/10080, 10082, 10871, 10870, 2004/3410, 3409 ve 3408 E. Sayılı dosyaların … Köyündeki tapulama dışı bırakılan birbirlerine yakın taşınmazlar hakkında tescile ilişkin davalar olup, alınan raporların da aynı nitelikte olduğu orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda taşınmazların konumunun memleket haritasında elle boyanıp işaretlendiği, eğim durumlarının net olarak belirlenmediği, kadastro paftası ile memleket haritasının çakıştırılıp işaretlenmediği ve … Köyünde 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında mera tesbit çalışması yapıldığı da anlaşıldığından, bu çalışmaya ilişkin tüm kayıt ve belgelerin de getirtilip taşınamazın mera niteliği bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalı, öncesi mera olan taşınmazların da zilyetlikle kazanılamayacağının düşünülmesi, yapılacak keşifte yerel bilirkişiye taşınmazın mera ile ilgisi tam ve net olarak açıklattırılmalı, 1954 yılında tapulama dışı bırakılan taşınmazlar yönünden komşu parsellerin dayanak ve kayıtları da zemine uygulanıp davalı taşınmaz yönünden ne olarak göründüğü üzerinde durulmalı, taşınmazın öncesi makilik olması halinde ve eğimin % 12’yi geçmesi halinde funda ve maki ile örtülü alanların muhafaza makisi olması, orman ve … muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 1/j maddesi kapsamı dışında orman sayılan yer olduğunun gözönünde bulundurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamış, genel arazi kadastro işlemlerinin sonuçları 29.12.1953 – 28.01.1954 tarihleri arasında ilan edilip kesinleşmiştir.
Genel kadastro paftasında taşlık ve … olarak tescil harici alanda bırakılan taşınmazın paftasının düzenlendiği, 03.07.1953 tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olmakla beraber, 4342 Sayılı Mera Yasası uygulaması ile mera tespit ve tahdit işlemi 2005/15048 – yapılarak sonuçları 22.10.2001-22.11.2001 tarihleri arasında ilan edilmiş bulunduğundan, mevcut dava aynı zamanda mera sınırlandırılmasına itiraza da dönüşmüştür.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazın 4342 Sayılı Yasaya göre yapılan çalışmalarda mera olarak tespit ve tahdit edildiğine, 13.11.2003 tarihinde ihdasen mera olarak tescil edilen 827 sayılı parsel içinde kaldığına ve iki kez yapılan keşifte dinlenen ziraatçı bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarla da zilyetlikle kazanımı olanaklı olmayan, mera niteliğinde olduğu saptandığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 27/02/2006 günü oybirliği ile karar verildi.