Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2005/14352 E. 2006/2590 K. 28.02.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/14352
KARAR NO : 2006/2590
KARAR TARİHİ : 28.02.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, … 27.01.2003 tarihli dilekçesiyle, … (…)-… Mahallesi 2384 ve 2930 sayılı parsellerin, 1942 orman sınırları içindeyse de, 1952 yılında makiye ayrılmakla, orman ile ilgisinin kalmadığı, kendisinin satın aldığı önceki zilyetler tarafından imar ihya edildiği, 50 yıldan fazla süredir … alanı olarak kullanıldığı, Hazine adına tesbit ve tescilinin kesinleştiği tarihe kadar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu iddiasıyla, Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ve adına tapuya tescilini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 04.11.1976 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
… (…)-… Mahallesi 2930 ve 2384 parsel sayılı sırasıyla 4747 m2 ve 647 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 1988-1992 arasında yapılıp, 28.01.1993 ila 01.03.1993 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen arazi kadastrosunda, … kızı … … kullanımında olduğu beyanlara yazılarak Hazine adına tesbitleri itirazsız kesinleşerek tapu kayıtları oluşmuştur.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, kesinleşmiş orman kadastrosu, maki tefrik haritası ve 6831 Sayılı Yasanın 2. madde tutanakların ve haritalarının uygulamasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parsellerin 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken, 1952 yılında makiye ayrılmadığı, 1957 yılında 6 numaralı orman kadastro komisyonunca yapılan makiye ayırma işleminde 2930 parselin (A) ile gösterilen 135 m2 bölümünün makiye ayrılan sahada, 2930 parselin diğer bölümü ile 2384 parselin tamamının makiye ayrılan alanlar dışında kaldığı, 1961 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosunda orman olarak tapulama dışı bırakıldığı, 1976 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1345 parsel sayısı ile 1980 yılında Hazine adına tescil edildiği, gerçek kişilerin itirazı üzerine Kadastro Mahkemesinin 11.06.1984 gün ve 1984/417-879 sayılı kararı ile bu tecilin ikinci kadastro sayılarak iptal edildiği, 1988 yılında tekrar Hazine adına tesbit edilip, kadastro tesbitinin itirazsız kesinleştiği belirlendiğine, uyuşmazlığın bu yerlerin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilip edilemeyeceği ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde olduğu, taşınmazların imar ihya görmediği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu edilebilecek yerlerden olmadığı bir yana, 2930 sayılı parselin bir bölümünün bir an için makiye ayrıldığı kabul edilse dahi, makiye ayrılan yerlerde
-2-
2005/14352 – 2006/2590

özel yasaları gereği oluşturulan tapu kayıtları dışındaki kayıtlar ile zilyetliğe değer verilmeyeceği gibi, makiye ayırma işleminin yapıldığı 1957 yılından, arazi kadastrosunda orman olarak tapulama dışı bırakıldığı 1961 yılına, bu tarihten, Hazine adına tesbit edildiği 1980 yılına ve bu tarihten, gerçek kişilerin açtığı dava sonucu tekrar tapulama dışı bırakıldığı 1984 yılına ve bu tarihten sonra da yine, belediye sınırları içine alındığı 1987 ve Hazine adına tesbitinin yapıldığı 1988 yılına kadar, kesintisiz ve nizasız 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin hiçbir zaman dolmadığı, kaldı ki; 1957 yılında çalışan maki komisyonunun yasal dayanağı bulunmadığı, yaptığı işlemlerin batıl olduğu belirlenip gerekçe gösterilerek davanın reddine, davalı yönetim yararına yasal vekalet ücretine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre,yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/02/2006 gününde oybirliği ile karar verildi.