Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/825 E. 2018/6111 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/825
KARAR NO : 2018/6111
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : a)Mahkûmiyet; İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06.07.2017 tarihli 2017/65 esas ve 2017/217 sayılı kararı
b)İstinaf başvurusunun esastan reddi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 07.11.2017 tarihli 2017/2016 esas ve 2017/2125 sayılı kararı

Temyiz incelemesi, davetiye tebliğine rağmen sanık müdafii duruşmaya gelmediğinden duruşmasız olarak yapılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 07.11.2017 tarihli 2017/2016 esas ve 2017/2125 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 286/1. maddesinde belirtilen kararlardan olduğu, kararın sanık müdafiince aynı Kanun’un 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşıldığından;
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde; “sanığın ele geçirilen uyuşturucu maddeleri kullanmak amacıyla toplu olarak aldığını, ele geçirilen madde miktarının kullanım sınırlarında kaldığını, sanık aleyhine tanık beyanı, kamera kaydı, fiziki takip, konuşma tapesi veya sair herhangi bir delil bulunmadığını, ihbarın gerçekliğinin kanıtlanamadığını, sanığın üzerinde ele geçirilen paraların iki gün önce bankadan avans olarak çekilen para olduğunun banka dekontlarıyla sabit olduğunu, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun unsurlarının oluşmadığını, sanığın savunmasında uyuşturucu maddeleri aldığı şahıs olarak belirttiği Mehmet isimli şahıs ile ilgili yeterli ve doğru araştırma yapılmadığını, talep edilmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmayarak savunma hakkının kısıtlandığını ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi kararının hukuka aykırı olduğunu” belirtmesi karşısında, temyiz isteminin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;
1-Hüküm kısmında, ele geçirilen uyuşturucu maddenin ve şahit numunenin müsaderesine karar verilirken TCK’nın 54. maddesinin dördüncü fıkrasının gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2-Sanığın üzerinde ele geçirilen paranın uyuşturucu satışından elde edildiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan kesin delil bulunmadığından sanığa iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 07.11.2017 tarihli, 2017/2016 esas ve 2017/2125 karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 302/2-4. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 303. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06.07.2017 tarihli 2017/65 esas ve 2017/217 sayılı kararında,
1-Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümünde TCK’nın 54. maddesi ibaresinden sonra gelmek üzere “dördüncü fıkrası” ibaresinin eklenmesi,
2-Hüküm fıkrasında yer alan sanığın üzerinde ele geçirilen paranın müsaderesine ilişkin 3. bendinin 2. paragrafının çıkarılarak yerine “Sanığın üzerinde ele geçirilen paranın uyuşturucu satışından elde edildiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan kesin delil bulunmadığından sanığa iadesine” ibaresinin yazılması,
Suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi hükmüne yönelik temyiz isteminin düzeltilerek ESASTAN REDDİNE; hükmolunan ceza ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık hakkındaki salıverilme isteminin reddine,
19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.