Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/5964 E. 2019/4103 K. 08.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5964
KARAR NO : 2019/4103
KARAR TARİHİ : 08.07.2019

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Kocaali Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15.09.2017 tarihli, 2017/79 esas, 2017/235 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05.12.2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık … hakkında 27.12.2013 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 07/05/2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 22.10.2014 tarihli ve 2014/255 esas, 2014/171 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği
2- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen “konut dokunulmazlığını ihlal etme” suçundan dolayı Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2017 tarih ve 2015/232 esas, 2017/16 sayılı kararı ile verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesini müteakip, hükmün açıklanması için mahkemesine ihbarda bulunulması üzerine, Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 15.09.2017 tarihli ve 2017/79 esas, 2017/235 sayılı kararı ile hüküm açıklanarak sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kullanmak için uyuşturucu madde satın alma suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’na eklenen geçici 7. maddesi uyarınca ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5 ve 231/14. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2014 tarihli ve 2014/255, 2014/171 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde konut dokunulmazlığını ihlal etme suçunu işlemesi nedeniyle anılan hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 15/09/2017 tarihli ve 2017/79 esas, 2017/235 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmı ile de; “….bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir…” şeklinde değinildiği üzere, dosya kapsamına göre, Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2014 tarihli kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde satın alma suçundan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 14/11/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 30/04/2015 tarihinde konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek suçu olmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.’ denilerek, Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 15.09.2017 tarihli ve 2017/79 esas, 2017/235 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme ile, 6545 sayılı Kanun öncesi dönemde soruşturma aşamasında hakkında TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden ve dolayısı ile denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi tedbiri uygulanmadan dava açılmış olan sanık hakkında soruşturma aşamasında uygulanmamış olan denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi tedbirinin kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yolu ile uygulanması amaçlanmakta olup, bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir.
Somut olayda ise sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen suç “konut dokunulmazlığını ihlal etme” suçu olduğundan, kanundaki özel düzenlemede yer alan emredici hüküm nedeniyle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu dışında başka bir suçtan mahkûmiyet nedeniyle hükmün açıklanması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D-Karar: Yukarıda belirtilen nedenlerle:
Hükmün açıklanmasına dair Kocaali Asliye Ceza Mahkemesinin 15.09.2017 tarihli ve 2017/79 esas, 2017/235 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 08.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.