Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/5963 E. 2019/4105 K. 08.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5963
KARAR NO : 2019/4105
KARAR TARİHİ : 08.07.2019

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2017 tarihli, 2017/299 esas, 2017/479 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05.12.2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık … hakkında Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin (CMK 250 maddesi ile görevli) 2007/5 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 11/03/2010 tarihli 2010/34 sayılı kararı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği, kararın 18/01/2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazı için kararın Elazığ Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’ne gönderildiği, 02/03/2011 tarihinde infaz evrakının tebliğ edilemeden iade edildiği, evrakta sanık …’un babasının; oğlunun Almanya’da ikamet ettiğine dair beyanının bulunduğu, tebligatın bu kez 24/03/2011 tarihinde Tebligat Kanununun 35. maddesine göre sanığın kız kardeşine yapıldığı, sanığın bu çağrıya da uymaması üzerine dosyanın kapatılarak mahkemesine gönderildiği,
3- Dava dosyasının Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/53 esas sayısı ile yeniden görülmeye başlanıldığı, 14/03/2014 tarihinde CMK 250. maddesi ile görevli mahkemelerin kapatılması nedeniyle dosyanın Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği,
4- Dava dosyasının Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/133 esas sayısına kaydedilerek yeniden yargılamaya başlanıldığı, sanık hakkında 20/03/2014 tarihli ve 2014/79 sayılı kararı ile üzerine atılı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sonuç olarak 10 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 04/04/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde Bakırköy 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/678 esas sayılı dosyasına konu 01/08/2015 tarihli hakaret suçunu işlediği, mahkemece 16/03/2017 tarihli 2017/206 sayılı kararı ile hükümlü hakkında sonuç olarak kesin olmak üzere 2800 TL adli para cezasına hükmedildiği ve Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin HAGB kararını içeren dosyasına ihbarda bulunulduğu,
6- Denetim süresi içerisinde yeniden suç işlenmesi nedeniyle HAGB kararının kaldırılarak dosyasının Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/299 esas sayısına kaydedildiği, yapılan yargılama sonucunda sanığa verilen 10 ay hapis cezasının açıklandığı, Hamburg Başkonsolosluğunun 05.03.2018 tarihli yazısında sanığın davet edilmesine rağmen 30 gün içerisinde konsolosluğa gelmeyerek tebligatı almadığının bildirildiği ve bu kararın 12/04/2018 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği dosyanın tetkikinden anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama neticesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Malatya (CMK. 250. Maddesi ile Görevli) 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/03/2010 tarihli ve 2007/5 esas, 2010/34 sayılı kararını müteakip, Elazığ Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nün 31/05/2011 tarihli ve 2011/90 DS sayılı kararı ile sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle dosyanın kapatılarak iade edilmesi akabinde, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 14/06/2011 tarihli ve 2011/5 sayılı yazısı ile sanık hakkında yargılamaya devam edilmesi amacıyla ihbarda bulunması üzerine, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2014 tarihli ve 2014/133 esas, 2014/79 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle, dosyanın yeniden ele alınarak, yapılan yargılama neticesinde sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2017 tarihli ve 2017/299 esas, 2017/479 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde, “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2) (Ek fıkra: 06/12/2006 – 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde, 40. maddesinde; “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir. … (3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Yine, anılan Yönetmeliğin dördüncü kısım beşinci bölümünde yer alan “Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri ve bu tedbirin yerine getirilmesi” başlıklı 72. maddesinde ise kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişiler hakkındaki denetimli serbestlik kararlarının infazı sırasında yürütülecek işlemler hakkında düzenlemelere yer verildiği,
Somut olayda, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık hakkında yürütülen kovuşturma sonunda, denetimli serbestlik tedbiri uygulanması amacıyla Elazığ Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne 10 gün içerisinde müracaat etmesi gerektiğini bildiren ihtarlı tebligatın sanığa 24/03/2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesini müteakip, sanığın Denetim Serbestlik Müdürlüğüne başvurmaması üzerine, yükümlüye ait dosya Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiş ise de; 5237 sayılı Kanun’un 191/4. maddesinde, kişinin erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde kamu davası açılacağının belirtildiği, sanığın fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için an az 2 kez ihtar yapılmış olması ve sanığın usûlüne uygun 2 haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği, dosya kapsamına göre, sanığın yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin anlaşılamadığı, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkartılan davet yazısına 10 gün içinde icabet etmemesi üzerine sanığa uyarı yazılarının tebliğ edilmediği, dolayısıyla ısrar koşulunun gerçekleşmediği cihetle, yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2017 tarihli, 2017/299 esas, 2017/479 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK’nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, “kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa Elazığ Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünün 24.03.2011 tarihli davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-Karar: Yukarıda belirtilen nedenlerle:
Hükmün açıklanmasına dair Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2017 tarihli, 2017/299 esas, 2017/479 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
08.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.