YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5820
KARAR NO : 2019/4028
KARAR TARİHİ : 03.07.2019
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan sanık … hakkındaki Bilecik 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli, 2017/866 esas ve 2017/926 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 30/01/2014 tarihli, 2013/1989 soruşturma, 2014/163 esas ve 2014/84 sayılı iddianame ile TCK’nın 191/1-2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
2-Bilecik Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli, 2014/142 esas ve 2014/315 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 04/09/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, 19/12/2014 tarihinde infazı için Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3-Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 09/01/2015 tarihli çağrı yazısının 15/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine kaydın kapatılarak 06/02/2015 tarihinde savcılığa gönderildiği,
4- Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 13/07/2015 tarihli, 2015/331 esas ve 2015/1127 sayılı kararı ile, TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, CMK’nınn 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 08/09/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5-Sanığın denetim süresi içerisinde 03/04/2017 tarihinde işlediği hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçu nedeni ile, Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2017 tarihli, 2017/267esas ve 2017/687 sayılı ilamı ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren mahkemeye ihbarda bulunulmasına karar verildiği, kararın 08/09/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
6-İhbar üzerine kanun yararına bozma istemine konu Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli, 2017/866 esas ve 2017/926 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına, sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 22/12/2017 tarihinde istinaf edilmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. maddeleri gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 13/07/2015 tarihli ve 2015/331 esas, 2015/1127 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresinde işlediği hırsızlık, mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçları nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiğinden bahisle hükmün açıklanmasına ve sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/866 esas, 2017/926 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak eyleminden dolayı 6545 sayılı Kanun’la eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği cihetle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanması koşullarının da 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine tâbi olmadığı, 5237 sayılı Kanun’un 191/4. maddesinde yer alan, “a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması…” hallerinde hükmün açıklanmasına karar verileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/866 esas, 2017/926 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilir düzenlemesinin yer aldığı, sanık hakkında bu suç nedeniyle Bilecik Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli, 2014/142 esas ve 2014/315 sayılı kararı ile; TCK’nın 191/2.maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Tedavi ve denetimli serbestlik kararı infazı için Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiş, Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa çağrı yazısı tebliğ edilmiş, yasal süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması nedeniyle kaydın kapatılması üzerine Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 13/07/2015 tarihli, 2015/331 esas ve 2015/1127 sayılı kararı ile, TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, CMK’nınn 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir.
İncelenen dosyada; bu suç nedeniyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında , 6545 sayılı Kanun’la 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca değil, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve hükmün açıklanması koşullarının da 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesine tabi olduğu anlaşıldığından kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemiştir.
Ancak; somut olayda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanması amacıyla Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 10 gün içerisinde başvurması gerektiğini bildiren tebligatın sanığa tebliğ edildiği, sanığın yasal süre içerisinde müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta “ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, mahkemece durma kararı verilerek denetimli serbestlik tedbirinin infazının beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D-)Karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/866 esas, 2017/926 sayılı kararının ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeniyle mahkemece durma kararı verilerek denetimli serbestlik tedbirinin infazının beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince değişik gerekçe ile kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
03/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.