Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/4763 E. 2019/1664 K. 18.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4763
KARAR NO : 2019/1664
KARAR TARİHİ : 18.03.2019

Yüksek Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlüler … ve … hakkında Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince 28.07.2009 tarihinde 2009/398 esas, 2009/561 sayılı kararı ile verilen hapis cezası ile birlikte tedavi denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05.07.2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Konuyla İlgili Bilgiler:
a)Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince 23.09.2005 tarihinde 2002/654 esas ve 2005/791 karar sayı ile hükümlü …’in 765 sayılı TCK’nın 404/2. maddesi ve 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca 2.653.185.000 TL adli para cezası ile; hükümlü …’ın 765 sayılı TCK’nın 404/2-5, maddesi ve 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca 1.308.420.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın hükümlüler tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23.02.2009 tarihli tarihli ilamı ile 5237 sayılı Kanunun hükümlüler lehine sonuç doğuran5237 sayılı Kanunun 191. maddesinin 1 ve 2. fıkraları uyarınca uygulama yapılması gerektiği ve “Hükümden sonra 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, uyuşturucu madde kullanmış olan sanıklar hakkında, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörüldüğünden; sanıkların hukuksal durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması” gerekçeleri ile kararın bozultuğu,
b)Bozma sonrası yapılan yargılama sonucundan her iki hükümlü hakkında Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince 28.07.2009 tarihi, 2009/398 esas, 2009/561 karar sayılı karar ile 5237 sayılı TCK’nın 191/1-2 maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği;
Anlaşılmıştır.
B)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, ‘’Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık … ve…’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, aynı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca haklarında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/07/2009 tarihli ve 2009/398 esas, 2009/561 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan
maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, uyuşturucu madde kullanmış olan sanıklar hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yerine, yasal gerekçe gösterilmeden hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 27/06/2018 gün ve 94660652-105-34-8311-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.’’
Denilerek, Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.07.2009 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
9/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği anlaşılmakla; uyuşturucu madde kullanan hükümlüler hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yerine yasal gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirini hükmolunmasında ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23.02.2009 tarih, 2007/13740 esas, 2009/2467 karar sayılı bozma ilamında önce hükümlü … hakkında 765 sayılı TCK’nın 404/2. maddesi ile 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca sonuç olarak “2.653.185.000 TL” adli para cezasına; hükümlü Gafur hakkında 765 sayılı TCK’nın 404/2 ve 405/2. maddeleri ile 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca sonuç olarak “1.308.420.000TL” adli para cezasına hükmedilmiş olması ve bu karar aleyhine temyiz bulunmaması karşısında, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda hükümlüler hakkında 1 yıl hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle kazanılmış haklarının ihlal edildiği anlaşıldığından kanun yaranına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.07.2009 tarihinde 2009/398 esas, 2009/561 sayılı kararı sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,18.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.