Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/4762 E. 2019/1662 K. 18.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4762
KARAR NO : 2019/1662
KARAR TARİHİ : 18.03.2019

Yüksek Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü … … hakkındaki İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23.02.2011 tarih ve 2010/1935 esas, 2011/434 karar sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05.07.2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Konuyla İlgili Bilgiler:
a)Hükümlü hakkında İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 25.12.2008 tarih, 2008/1534 esas, 2008/1373 karar sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin 26.01.2009 tarihinde kesinleştiği,
b)Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında İzmir Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nün 16.12.2009 tarihli uyarı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; hükümlünün müracaat etmemesi üzerine dosyasının kapatıldığı,
c)İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23.02.2011 tarih, 2010/1935 esas, 2011/434 karar sayılı kararı ile hükümlünün, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı gerekçesiyle 10 ay hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, hükümlünün itirazı üzerine Mahkemenin 10.04.2012 tarih, 2010/1935 esas, 2011/434 karar sayılı ek kararla itirazın reddine karar verdiği, hükümlünün bu karara da 16.04.2012 tarihli dilekçe ile itiraz etmesi üzerine İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nce itiraz yerinde görülmeyerek dosyanın incelenmek üzere itiraz merciine gönderildiği,
d)İtiraz mercii olarak kararı inceleyen İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26.04.2012 tarihinde kesin olarak itirazın reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
B)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçundan sanık … …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-2-6 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan hapis cezasının infazının ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair İzmir (kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 25/12/2008 tarihli ve 2008/1534 esas, 2008/1373 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasının aynen infazına dair, anılan Mahkemenin 23/02/2011 tarihli ve 2010/1935 esas, 2011/434 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca kanun yararına bozma sonrası uyarlama yapılabileceği değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 25/12/2008 tarihli ve 2008/1534 esas, 2008/1373 sayılı kararı ile denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı ve sanığın cezalandırılmasına karar verilebilmesi için, sanığın erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi gerektiği, fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için en az 2 kez ihtar yapılmış olması ve usulüne uygun 2 haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği, sanığa denetimli serbestlik kararının yerine getirilmesi için 10 gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması konusunda çıkarılan tebligatın 05/04/2010 tarihinde Tebligat Kanunu 35. madde usulü ile tebliğ edildiği ve sanığa başkaca bir davet yapılmadığı, bu şekliyle sanığın denetim yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin kabul edilemeyeceği, ısrar koşulunun gerçekleşmediği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hükmedilen hapis cezasının aynen infazına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 27/06/2018 gün ve 94660652-105-35-6306-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.” denilerek hapis cezasının aynen infazına ilişkin İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23.02.2011 tarih, 2010/1935 esas, 2011/434 karar sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın 13.10.2014 tarihli dilekçesi ile 6545 sayılı Yasanın lehine olan maddelerinden yararlanmak istemesi üzerine İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 13.10.2014 tarih, 2010/1935 esas, 2011/434 karar sayılı kararı ile dosya üzerinden 6545 sayılı Yasanın 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinde hükümlü lehine olabilecek bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle “değişiklik yapılmasına yer olmadığına, ilamın infazına devam edilmesine” karar verildiği anlaşılmış olup;
Hükümlü hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Hükümlü hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Hükümlü bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının
ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması karşısında;
İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 13.10.2014 tarih, 2010/1935 esas, 2011/434 karar sayılı kararı hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdirinin sağlanması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE, 18.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.