Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/4216 E. 2019/1434 K. 07.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4216
KARAR NO : 2019/1434
KARAR TARİHİ : 07.03.2019

Mahkeme : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1-26/10/2017 tarihli karar;
Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.11.2017 – 2015/251 esas 2016/158 karar sayılı kararı ile mahkumiyetlerine hükmedilen sanıklar …, …, …, …,…, …, .., …, … ve … hakkındaki hükümlere ve beraatlarına hükmedilen sanıklar Coşkun (olay 2 ve 3 yönünden) ve … hakkındaki istinaf taleplerinin esastan reddi,
2-29/11/2017 tarihli karar; Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.11.2017- 2015/251 esas 2016/158 karar sayılı kararı ile mahkumiyetlerine hükmedilen sanıklar … (olaylar 6 ve 8 yönünden), …, …, …, ve … hakkındaki hükümler kaldırılarak yeniden yapılan yargılama sonucunda, Sanıklar ve …’ın beraatlarına, sanıklar …, … ve …’in hakkında yeniden mahkumiyet hükümleri kurulmasına yönelik,

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm Cumhuriyet savcısı, sanıklar müdafileri ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, temyiz incelemesi sanıklar …, …, … ve .. yönünden müdafilerinin sürelerindeki talepleri nedeniyle duruşmalı olarak, sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebi süresinden sonra yapılan talebinin CMK’nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilerek, diğer sanıklar hakkında da duruşma talebi bulunmaması nedeniyle bu sanıklar yönünden duruşmasız olarak yapılmıştır, temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süreleri, kararların nitelikleri ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ
1-Sanıklar … ve … hakkındaki beraat hükümlerine hükümlere yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine dair hükümlerin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, Cumhuriyet savcısının temyiz istemlerinin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu, sanık … hakkındaki temyiz talebinin 21/05/2015 tarihli 2. Olay ve 04/06/2015 tarihli 3. olaydaki eylemlere yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede, sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin istinaf isteğinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz isteklerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- Sanık … hakkındaki ilk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmü kaldırılarak kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu, anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede, 03/07/2015 tarihli eylemin sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığına ilişkin vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından; sanığın beraatına dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz isteklerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-Sanıklar …, …, …, ve … hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine dair hükümlerin incelenmesinde;
Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan Karabük 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/156 esas, 2013/754 karar sayılı mahkûmiyetine konu suçun TCK’nın 116/1. maddesi kapsamında olduğu, 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 116/1. Maddesi kapsamındaki yapılan konut dokunulmazlığını ihlal suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olup, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığının araştırılıp sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükümlerin hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede, sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlere ilişkin istinaf isteğinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz isteklerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak sanıklar …, … ve … hakkındaki salıverilme taleplerinin reddine,
4-Sanıklar … ve … hakkındaki ilk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükümleri kaldırılarak yeniden kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık … hakkında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 26/10/2017 tarihinde verdiği ‘’davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerinin başlamasına ilişkin karar’’ niteliği itibariyle temyizi kabil kararlardan olmadığından; 5271 sayılı CMK.nun 298/1 maddesi gereğince; sanık müdafiinin temyiz isteminin reddine karar verilerek, sanık müdafiinin sanık hakkındaki Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 29/11/2017 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebine hasren inceleme yapılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- İletişimin tespitine ilişkin çözüm tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların 04/06/2015 tarihinde sanık …’ın hakkında beraat kararı verilen diğer sanık … ile buluşmalarına aracılık etmekten ibaret eylemlerinin bütün olarak TCK’nın 39. maddesi kapsamında suça yardım niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak; sanıklar hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle fazla ceza tayini,
b-TCK’nın 188/5. maddesinin uygulanabilmesi için TCK’nın 188/3. maddesinde öngörülen seçimlik hareketlerden birinin üç veya daha fazla kişi tarafından asli fail olarak birlikte gerçekleştirilmesi gerektiği, somut olayda 4-a numaralı bozma sebebinde anlatıldığı üzere sanık …’ın asli fail , sanıklar … ve …’in ise yardım eden sıfatıyla suça iştirak anlaşılması karşısında sanıklar hakkında hükmolunan temel ceza üzerinden, koşulları bulunmadığı halde, TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırım yapılarak fazla cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, hükmolunan cezanın süresi, bozma sebebine, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık … hakkındaki tahliye talebinin reddine,
5- Sanık … hakkındaki ilk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmü kaldırılarak yeniden kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-TCK’nın 43. maddesinin uygulanabilmesi için her biri ayrı ayrı cezalandırılabilir nitelikte suçların sabit olması gerektiği; dosya kapsamına göre sanığın 04/06/2015 tarihli eylemi sabit ise de, 07/05/2015 tarihinde diğer sanıklar … ve …’in aracının dışından ele geçen uyuşturucu maddeyi sanığın verdiğine dair içeriğine değişik anlamlar yüklenilebilecek telefon görüşmeleri ve …’in soyut beyanı dışında savunmalarının aksine kuşku sınırlarını aşan, mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde öngörülen “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
b- TCK’nın 188/5. maddesinin uygulanabilmesi için TCK’nın 188/3. maddesinde öngörülen seçimlik hareketlerden birinin üç veya daha fazla kişi tarafından asli fail olarak birlikte gerçekleştirilmesi gerektiği, somut olayda 4-a numaralı bozma sebebinde anlatıldığı üzere sanık …’ın asli fail , sanıklar … ve …’in ise yardım eden sıfatıyla suça iştirak anlaşılması karşısında sanık hakkında hükmolunan temel ceza üzerinden, koşulları bulunmadığı halde, TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırım yapılarak fazla cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, hükmolunan cezanın süresi, bozma sebebine, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
6- Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde;
Her ne kadar Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin hükmünde sanık hakkında 30/06/2015 tarihli 6. olayın sübut bulduğu belirtilmiş ise de yapılan istinaf incelemesinde Bölge Adli Mahkemesince bu eylemin subut bulmadığının belirtilmesi ve buna ilişkin de aleyehe temyiz bulunmaması sebebiyle 30/06/2015 tarihli olay inceleme dışı tutulmuştur.
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İletişimin tespitine ilişkin çözüm tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın 12/07/2015 tarihinde diğer sanık …’in,13/08/2015 tarihinde ise yine diğer sanık …’un ele geçirilen uyuşturucuları aldıkları diğer sanık … ile buluşmalarını sağlamaktan ibaret eylemlerinin TCK’nın 39.maddesi kapsamında suça yardım niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak; sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 39.maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, hükmolunan cezanın süresi, bozma sebebine, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
7- Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın 14/07/2015 tarihinde, diğer sanık …’in yönlendirmesi ile buluşarak uyuşturucu madde verdiği …’nın suç tarihi itibarıyla tarihinde 18 yaşından küçük olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında …nun 188/3. maddenin son cümlesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, hükmolunan cezanın süresi, bozma sebebine, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine
8- Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- İletişimin tespitine ilişkin çözüm tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın 14/07/2015 tarihinde diğer sanık … ile…’nin uyuşturucu madde verdiği …’yı buluşmalarına yönelik olarak telefon görüşmesi yapmaktan ibaret eyleminin TCK’nın 39.maddesi kapsamında suça yardım niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak; sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 39.maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle fazla ceza tayini,
b-Sanığın diğer sanık …’ya uyuşturucu madde vermesi amacıyla buluşmalarına aracılık ettiği …’nın suç tarihi itibarıyla tarihinde 18 yaşından küçük olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında …nun 188/3. maddenin son cümlesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA,
9- Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Sanığın, 27/06/2015 tarihinde temyize gelmeyen sanık …’da 06/07/2015 tarihinde tanık …’de ele geçirilen uyuşturucuları verdiğine dair savunmalarının aksine içeriğine değişik anlamlar yüklenilebilecek telefon görüşmeleri ve Yasemin’in soyut beyanları dışında her türlü şüpheden uzak mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanık …’un TAHLİYESİNE; başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
10-Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Sanığın, 17/07/2015 tarihinde temyize gelmeyen üzerinde ele geçirilen net 1.1 gr sentetik uyuşturucuyu kullanmak dışında bir amaçla bulundurduğuna dair savunmalarının aksine içeriğine değişik anlamlar yüklenilebilecek telefon görüşmeleri ve diğer sanık …’un soyut beyanları dışında her türlü şüpheden uzak mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
11-Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Sanığın temyiz aşamasında 17/01/2018 tarihinde gönderdiği dilekçe ekindeki Kastamonu Devlet Hastanesince düzenlendiği anlaşılan 21/12/2017 tarihli raporunda; sanıkta “Hafif derecede mental retardasyon” bulunduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın suç tarihinde 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi kapsamında ceza sorumluluğunu kısmen veya tamamen kaldıracak bir akıl hastalığının olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılarak, sonucuna göre hukukî durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
Dosyanın Karabük Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesine,
07.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI: 07.03.2019 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı …’in katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar …, … ve … müdafii Av. … ile sanık … müdafii Av. …’in yokluklarında 14.03.2019 tarihinde, açık olarak okundu.