Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/4213 E. 2019/1541 K. 13.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4213
KARAR NO : 2019/1541
KARAR TARİHİ : 13.03.2019

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Eskişehir 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/10/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/750 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/05/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 15/03/2016 tarihli ve 2015/12560 soruşturma, 2016/167 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 11/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği,
2- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca kararın gereğinin ifası için 22/03/2016 tarihinde Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, şüphelinin Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne 25/03/2016 tarihinde müracaat ettiği, aynı tarihte yükümlü bilgilendirme formunun tebliğ edilerek hastaneye sevkedildiği, hastanenin 14/06/2016 tarihli yazısında tedavi gereklerine uygun davranmaması, randevu ve grup çalışmalarına katılmaması nedeni ile tedaviye uyumsuz olduğunun bildirildiği, uyarılmasına karar verildiği, 21/06/2016 tarihli uyarı yazısının şüpheliye 27/06/2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmadığı, 31/03/2016 tarihinden sonra hastaneye başvurusunun olmadığının bildirildiği, İnfaz işlemleri Değerlendirme Komisyonu’nun 25/10/2016 tarihli ve 2016/1455 sayılı kararı ile dosyanın ihlal nedeniyle kapatılmasına karar verilerek 26/10/2016 tarihinde Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
3- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında, dava açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 01/12/2016 tarihli ve 2015/12560 soruşturma, 2016/11597 esas, 2016/9672 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı,
4- Kanun yararına bozma istemine konu Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/10/2017 tarihli 2016/949 esas ve 2017/750 sayılı kararı ile; sanık hakkında verilen denetimli serbestlik tedbirinin kesinleşmeden infaza verildiği ve yargılama koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle “sanık hakkında açılan kamu davasının CMK’nın 223/8 maddesi gereğince düşürülmesine ve dosyanın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na
gönderilerek 15/03/2016 tarihli dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verildiği, kararın kanun yoluna gidilmeden 31/10/2017 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15/03/2016 tarihli ve 2015/12560 soruşturma, 2016/167 sayılı kararını müteakip, şüphelinin yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen 01/12/2016 tarihli ve 2015/12560 soruşturma, 2016/11597 esas, 2016/9672 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, kovuşturma şartının henüz gerçekleşmemiş olması nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine, kararın kesinleşmesini müteakip dosyanın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilerek 15/03/2016 tarihli dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına dair Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/10/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/750 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Somut olayda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15/03/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, şüpheliye 11/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, kararın yerine getirilmesi için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne 22/03/2016 tarihinde müzekkere yazıldığı nazara alındığında, benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 16/05/2016 tarihli ve 2016/927 esas, 2016/4447 sayılı ilamlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı cihetle,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında … beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.”, 191/3. maddesinde “Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” ve 191/4-a maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,…hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklindeki hükme nazaran, Mahkemece kovuşturma şartının henüz gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 14/09/2015 tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca, Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/10/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/750 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş olup, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK’nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” şeklindeki düzenleme gereği, “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda ise; Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15/03/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, şüpheliye 11/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden önce 22/03/2016 tarihinde, kararın yerine getirilmesi için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği anlaşılmaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında … beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.”, 191/3. maddesinde “Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” ve 191/4-a maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,…hâlinde, hakkında kamu davası açılır.”, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde “Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklindeki düzenlemelere göre, mahkemece kovuşturma şartının henüz gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinin 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D)Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlere göre;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8.maddesinin 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/10/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/750 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
13/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.