Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/4212 E. 2019/1540 K. 13.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4212
KARAR NO : 2019/1540
KARAR TARİHİ : 13.03.2019

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2016/1241 esas, 2016/1879 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/05/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli … hakkında 20/12/2014 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” eylemi nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 21/03/2015 tarihli ve 2015/23621 soruşturma, 2015/1131 karar sayılı kararı ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın 05/05/2015 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği ve gereğinin ifası için 03/06/2015 tarihinde Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 13/06/2015 tarihli çağrı yazısının tebliği üzerine sanığın müdürlüğe başvurduğu, 07/07/2015 tarihinde müdürlükte uyulması gereken kurallar formu elden tebliğ edilerek aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, hastanenin 10/02/2016 tarihli yazısında sanığın hastaneye başvurmadığının bildirilmesi üzerine uyarılmasına karar verildiği, 23/02/2016 tarihli uyarı yazısının 11/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, uyarılmasına rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle evrakın kapatılarak müdürlüğün 28/04/2016 tarihli yazısı ile Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 16/06/2016 tarihli ve 2016/84793 soruşturma,2016/26117 esas, 2016/22085 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/1-4-a ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
4-Kanun yararına bozma istemine konu Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli, 2016/1241 esas ve 2016/1879 sayılı kararı ile; “suç işlemekte ısrar etmeyen sanığın CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine ,karar kesinleştiğinde bir suretinin Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne gönderilmesine” karar verildiği, kararın temyiz edilmeden 28/12/2016 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/03/2015 tarihli ve 2015/23621 soruşturma, 2015/1131 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, hükümlünün yapılan tebligata rağmen, yasal süresi içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmediği ve denetimli serbestlik tedbirini ihlal ettiği gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16/06/2016 tarihli ve 2016/84793 soruşturma, 2016/26117 esas, 2016/22085 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine dair Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2016/1241 esas, 2016/1879 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında sanığın tedbire uymadığı ve bu nedenle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, ancak mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanık adına çıkartılan tebligatların kendisine ulaşmaması nedeniyle, bu durumun 191/4-a maddesi uyarınca ısrar sayılmayacağı ve bu nedenle de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-c. maddesi uyarınca beraatına karar verildiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında … beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.”, 191/3. maddesinde “Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” ve 191/4-a maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,…hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesinde, “Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,…Hallerinde verilir.” biçiminde bir düzenlemeye yer verildiği;
Somut olayda ise sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanma fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmış olduğu, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 14/09/2015 tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraat kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2016/1241 esas, 2016/1879 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesinde yer alan “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında … beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.”, 191/3. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” ve 191/4-a maddesinde yer alan “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b)Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması,kabul etmesi veya bulundurması,
c)Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” biçimindeki düzenlemeler ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde yer alan “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” biçimindeki düzenleme, yine aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” biçimindeki düzenlemeler ve yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-c maddesinde, “Beraat kararı; c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması ..Hallerinde verilir.” biçimindeki düzenlemeler karşısında;
Somut olayda mahkemece, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi şartının gerçekleşmemesi, sanığın yüklenen suç açısından kast veya taksirinin bulunmaması gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, kamu davasının açılması “yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme” şartına bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; ısrar koşulunun gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda kamu davasında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın suç teşkil eden eyleminden dolayı bir daha kovuşturma yapılmasını olanaksız kılacak ve davayı kesin olarak sonuçlandıracak şekilde “sanığın beraatine ” karar verilmesi kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2016/1241 esas, 2016/1879 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası ile 4. fıkrasının (c) bendi gereğince aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
13/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.