Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/4206 E. 2018/6117 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4206
KARAR NO : 2018/6117
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarihli ve 2017/418 esas, 2017/1008 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 30/04/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda, 15/12/2016 tarihli ve 2016/35669 soruşturma, 2016/421 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilemediği,
2- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kararın gereğinin ifası için 28/12/2016 tarihinde Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği, Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 28/12/2016 tarihli çağrı yazısının, sanığa, mernis adresinin bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca 12/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle evrakın kapatılarak 26/01/2017 tarihinde savcılığa gönderildiği,
3- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında, dava açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 29/03/2017 tarihli ve 2016/35669 soruşturma, 2017/2856 esas sayılı iddianame ile sanık hakkında kamu davası açıldığı,
4- Kanun yararına bozma istemine konu Eskişehir 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli 2017/418 esas ve 2017/1008 karar sayılı kararı ile ; ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle sanık hakkında “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, kararın kanun yoluna gidilmeden 14/02/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/12/2016 tarihli ve 2016/35669 soruşturma, 2016/421 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2017 tarihli ve 2016/35669 soruşturma, 2017/2856 esas, 2017/2314 sayılı
iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine sanığın adresini değiştirdiğini, kendisine tebligat yapılmadığı şeklindeki savunmasının makul olduğundan bahisle ceza verilmesine yer olmadığına, tedavi ve denetimli serbestlik kararının aynen infazına ilişkin Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/418 esas, 2017/1008 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, anılan Kanun’da düzenlenmeyen sanığın denetimli serbestlik kararını ihlal kastının bulunmadığı gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının aynen infazına şeklinde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/418 esas, 2017/1008 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” biçiminde düzenlemenin yer aldığı, yine aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” biçiminde düzenlemenin yer aldığı, bu düzenlemeler ile hüküm çeşitlerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı , somut olayda mahkemece, kamu davasında durma kararı verilerek, şüpheliye usulüne uygun şekilde yeniden tebligat yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar sadece, durma kararı verilmesi gerekirken Kanun’da düzenlenmeyen “ceza verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulmuş ise de;
Şüpheli hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 15/12/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın sanığa tebliğe çıkarıldığı,ancak adresten taşındığından bahisle tebligatın iade edildiği, erteleme kararının sanığa tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçasının dosyada bulunmadığı, erteleme ve tedbir kararın infazı için Uşak Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’ne 28/12/2016 tarihinde gönderildiği dikkate alındığında, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 15/12/2016 tarihli kararın şüpheliye tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanamayacağından Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının Tebligat Kanununun
35.maddesi düzenlemesine uygun olmayan şekilde şüpheliye tebliğinin hukukî sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından bu yönden kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarihli ve 2017/418 esas, 2017/1008 sayılı kararına karşı, “Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 15/12/2016 tarihli erteleme ve tedbir kararının şüpheliye tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanamayacağından, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının yükümlüye tebliğ edilmesi hukuki sonuç doğurmayacağı gözetilerek bu konuya ilişkin kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE, 19/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.