Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/4017 E. 2019/4115 K. 08.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4017
KARAR NO : 2019/4115
KARAR TARİHİ : 08.07.2019

Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1)Mahkûmiyet; İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10/10/2017 tarihli, 2016/369 esas ve 2017/224 karar sayılı kararı ile
2)İstinaf başvurularının esastan reddi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’nin 25/12/2017 tarihli, 2017/2400 esas ve 2017/2368 karar sayılı kararı ile

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık … müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, 24/12/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen değişiklik uyarınca takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde, kararın hukuka aykırı olduğunu, sanığın savunma haklarının kısıtlandığını, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması yönünden sanığın uyuşturucu maddenin asıl sahipleri olarak bildirdiği dava dışı … ve hakkında beraat kararı verilen … hakkında sanığın verdiği bilgiler doğrultusunda gerekli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu, buna yönelik taleplerin gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, eylemin TCK’nın 39. maddesi kapsamında kaldığını; sanık … müdafiinin ise, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, eylemin sabit olmadığını, sanığın ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisinin bulunmadığını, diğer sanık …’nin de bu yönde beyanda bulunduğunu belirtmeleri karşısında, temyiz istemlerinin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede,
Etkin pişmanlık hükümlerinden yaralanabilmek için sanığın suç ortağı olarak ismini verdiği kişilerin varlığı ve hakkında suçlama veya iftira niteliğinde kalabilecek beyanlardan başka mahkûmiyetlerini gerektirecek delillerin de mevcut olması gerektiği nazara alındığında; sanık …’nin aşamalarda,” ele geçen uyuşturucu maddenin … isimli şahsa ait olduğunu, uyuşturucu maddelerin bulunduğu depoyu bu şahsın kiraladığını”; sanık …’ın da aşamalarda, “olay tarihinde depoya gittiğinde kendisini … isimli bir kişinin karşıladığını ve çuvalların araca yüklenmesine yardım ettiğini” beyan ettikleri; sanık …’nin kovuşturma aşamasında mahkemeye hitaben yazdığı 27/09/2017 tarihli savunma dilekçesi ile istinaf isteminde bulunduğu 03/11/2017 tarihli dilekçesinde ise “ele geçen uyuşturucu maddeyi İstanbul İline getiren ve … Tır Garajı isimli işyerini uyuşturucu maddeleri saklamak için kiralayan şahsın, … isimli şahıs olduğunu, bu şahsın ismini öncesinde … olarak bildiğini” belirttiği ve … Tır Garajı isimli işyerinin bekçisi olan tanık …’un da, “sözkonusu garajı … isimli soyadını bilmediği, 1.70 boylarında, 26-30 yaşlarında, uzun suratlı, elmacık kemikleri belirgin, esmer, … nolu hattı kullanan şahsa 23/09/2016 tarihinde kiraladığını, ancak yazılı kira sözleşmesi yapmadıklarını, bu şahsın olay tarihinde yükleme sırasında da garajda bulunduğunu” ifade ederek, sanıkların savunmalarını destekler şekilde beyanda bulunduğunun anlaşılmasına göre, savunma tarafından verilecek bilgiler de eklenmek suretiyle “…” isimli şahıs hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması ve sonucuna göre sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’nin 25/12/2017 tarihli, 2017/2400 esas ve 2017/2368 karar sayılı kararı hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 304/2 . maddesine eklenen (a) bendi uyarınca dosyanın İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne; kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’ne gönderilmesine, 08/07/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.