Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/2706 E. 2018/4468 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2706
KARAR NO : 2018/4468
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

Mahkeme : İZMİR Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
04/03/2015, 07/03/2015, 10/03/2015,18/03/2015
Hüküm : 1-)İstinaf başvurularının esastan reddi(….. hakkında)
2-)Beraat, mahkumiyet(İlk derece mahkemesinin
mahkumiyet kararı kaldırılarak)

Temyiz incelemesi; sanıklar ……. yönünden duruşmalı olarak, duruşmalı inceleme talebinde bulunan sanıklar …… müdafiilerinin yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemeleri ve geçerli bir mazeret de bildirmemeleri nedeniyle sanıklar…… ile istemde bulunmayan diğer sanıklar yönünden duruşmasız olarak yapılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanıklar müdafiileri, sanıklar ….. Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği, ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
Her ne kadar tebliğnamenin “sanık” kısmına temyiz dışı sanıklar …, … ve …’nın isimleri yazılmış ise de bu sanıklar yönünden temyiz inceleme talebi bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık ve müdafiinin atılı suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına dair temyiz sebebinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebebe bağlı olarak yapılan incelemede,
Sanık …’nün diğer sanıkları yönlendirmek suretiyle belirtilen tarihlerde zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; sanığın savunmasının aksine, yapılan arama yakalamalarda diğer sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarına iştirak ettiğine ilişkin mahkumiyetine yetecek kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA,
2-)Sanıklar ……. hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde:
Dosyada bulunan fiziki takip ve görüntü inceleme tutanakları, teşhis tutanakları ve diğer deliller nazara alındığında tebliğnamenin sanık … hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinden bozma isteyen görüşüne iştirak edilmemiştir.
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık … müdafiinin, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına dair, sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine dair ;sanık … ve müdafiinin, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, sanığın kullanıcı olduğuna dair; sanık … müdafiinin, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, sanığın kullanıcı olduğuna dair;Cumhuriyet savcının sanık … hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğine dair;sanık … müdafiinin, sanığın kullanıcı olduğuna, atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına dair; sanık … müdafiinin sanıkta ele geçen maddenin kullanım sınırları içerisinde kaldığına, sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına dair temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
1-)TCK’nın 188/5. maddesinin uygulanabilmesi için TCK’nın 188/3. maddesinde öngörülen seçimlik hareketlerden birinin üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi gerektiği,dosyada bulunan fiziki takip tutanakları, görüntüler ve bunlara ilişkin inceleme tutanakları, teşhisler ve diğer bilgi ve belgelere göre; 1, 2 ve 3. yakalamalarda sanık …’in(2 ve 3. yakalamada temyiz dışı sanık … ile birlikte), 4. yakalamada sanıklar ….’ın, 5. yakalamada …’ın, 6. ve 7. yakalamalarda sanıklar … ve …’ın, 8. yakalamada sanıklar … ve …’ın, 9.yakalamada sanık …’ın kullanıcı şahıslara uyuşturucu madde sattıkları, operasyon günü sanık …’ın görevli memurlardan kaçarak 2 meşe halinde uyuşturucu maddeyi tuvalete attığı ve sanığın zula olarak kullandığı yerde uyuşturucu madde ele geçirildiği anlaşılmakla; somut olayda, suçun kanuni tanımında yer alan satma, satışa arz etme, bulundurma eylemlerini üç veya daha fazla kişi ile birlikte işlenmesi şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanıklar hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırılmayacağının gözetilmemesi,
2-)Sanık … müdafiinin ilk derece Mahkemesindeki 29/11/2016 tarihli celsede sanığa ait olduğu iddia edilen fotoğrafta “Kadir Can ” isminin yazılı olduğunu beyan etmesi karşısında; sanık …’in bulunduğu kamera kayıtlarının ve teşhis işleminde kullanılan fotoğrafların sanığa gösterilerek diyeceklerinin sorulması, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığını tespit edilmesi ve gerekli görülmesi halinde bu hususta bilirkişi raporunun aldırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri ve sanık … ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, tutuklu kalınan süre, hükmolunan cezanın süresi ve tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanıklar Bekir ve … hakkındaki tahliye talebinin reddine, 22.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

TEFHİM TUTANAĞI : 22.10.2018 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı …….’nun katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar … ve … müdafii Av. …’ın yokluğunda, 08.11.2018 tarihinde, açık olarak okundu.