Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/2152 E. 2018/5907 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2152
KARAR NO : 2018/5907
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkında Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarihli ve 2015/1351 esas, 2016/1067 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 16/03/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda, 13/04/2015 tarihli ve 2015/58381 soruşturma, 2015/1712 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği,
2- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kararın gereğinin ifası için 27/05/2015 tarihinde Ankara Batı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 02/07/2015 çağrı yazısının 15/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin müdürlüğe başvurmaması nedeniyle Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce dosyanın kapatılarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
3- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında, dava açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 15/09/2015 tarihli ve 2015/130718 soruşturma, 2015/35809 esas, 2015/30835 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı,
4- Kanun yararına bozmaya konu Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli 2015/1351 esas ve 2016/1067 sayılı kararı ile; “sanığın yapılan tek bir tebligata uymamasının yükümlülüklere uymamakta ısrar etme niteliği taşımadığı” gerekçesiyle “karar verilmesine yer olmadığına, karar kesinleştiğinde infazın kaldığı yerden devamı için gerekli işlemin yapılmasına” karar verildiği, kararın kanun yoluna gidilmeden 24/01/2017 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/04/2015 tarihli ve 2015/58381 soruşturma, 2015/1712 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca
15/09/2015 tarihli ve 2015/130718 soruşturma, 2015/35809 esas, 2015/30835 sayılı iddianamesiyle kamu davasının açılması üzerine sanığın sadece bir kez tebligat yapıldığı, ısrar şartının gerçekleşmediğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2015/1351 esas, 2016/1067 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında geçerli tebligat işlemleri yapılarak müracaat etmesi halinde denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, anılan Kanun’da düzenlenmeyen karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarihli ve 2015/1351 esas, 2016/1067 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” biçiminde düzenlemenin yer aldığı, yine aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” biçiminde düzenlemenin yer aldığı, bu düzenlemeler ile hüküm çeşitlerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı, sanığa, 10 gün içinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması gerektiği uyarısını içeren çağrı kağıdının usule uygun şekilde tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, ancak, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta “ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeni ile de mahkemece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilerek denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
D)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasında durma kararı verilerek, şüpheliye usulüne uygun şekilde yeniden tebligat yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden Kanun’da düzenlenmeyen “karar
verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2015/1351 esas, 2016/1067 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
12/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.