Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2018/2112 E. 2018/5747 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2112
KARAR NO : 2018/5747
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki, İzmir 23.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20/06/2016 tarihli, 2015/223 esas ve 2016/614 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 07/03/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1-Şüpheli … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda, 23/09/2014 tarihli ve 2014/78602 soruşturma, 2014/1110 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın 29/09/2014 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği,
2-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kararın gereğinin takdir ve ifası için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne 24/09/2014 tarihinde gönderildiği, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 26/09/2014 tarihli çağrı yazısının 13/10/2014 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, Müdürlüğe başvurmaması üzerine, dosyanın kapatılmasına karar verilerek 19/12/2014 tarihinde savcılığa gönderildiği,
3-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 18/02/2015 tarihli ve 2014/78602 soruşturma, 2015/6020 esas sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, İzmir 23.Asliye Ceza Mahkemesi’nce dosyanın 2015/223 esasa kaydedildiği, tensiple birlikte denetimli serbestlik müdürlüğüne yazı yazılarak suç tarihinde sanık hakkında başka denetim dosyası olup olmadığının sorulduğu, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 12/03/2015 tarihli cevabi yazısında sanık hakkında;
İzmir 15.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 24/01/2011 tarihli 2010/2017 esas ve 2011/65 karar sayılı kararın infazına 01/11/2011 tarihinde başlandığı,ihlal nedeniyle 23/07/2012 tarihinde dosyanın kapatıldığının, İzmir 5.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 31/12/2009 tarihli 2009/537 esas ve 2009/2570 karar sayılı kararın infazına 05/09/2011 tarihinde başlandığı,ihlal nedeniyle 23/07/2012 tarihinde dosyanın kapatıldığının bildirildiği,
4- İzmir 23.Asliye Ceza Mahkemesi’ nin kanun yararına bozma istemine konu 20/06/2016 tarihli 2015/223 esas ve 2016/614 sayılı kararı ile; TCK’nın 191/1, 192/3 , 62/1 , 53/1, 58.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 21/09/2016 tarihinde sanığa tebliğ edilerek temyiz edilmeden 29/09/2016 tarihinde kesinleştirildiği,
Anlaşılmıştır.
B-Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma ve kullanma suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 192/3 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/06/2016 tarihli ve 2015/223 esas, 2016/614 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerekeceği nazara alındığında, somut olayda sanığın denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen başvuruda bulunmadığından bahisle denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak gönderildiği, sanığa yeniden tebligat yapılmadığı anlaşılmakla, denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20/06/2016 tarihli ve 2015/223 esas, 2016/614 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi :
Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında;
Sanığa, 10 gün içinde İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması gerektiği uyarısını içeren çağrı kağıdının usule uygun şekilde tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, ancak, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta “ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle, sanığın süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığı gerekçesiyle yapılan yargılamada; “kamu davasının durmasına ve infazın kaldığı yerden devamına” ilişkin karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İzmir 23.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20/06/2016 tarihli ve 2015/223 esas, 2016/614 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 05/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.