YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2025
KARAR NO : 2018/3763
KARAR TARİHİ : 25.09.2018
Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu ve uyarıcı madde ithal etme
Hüküm : a) Beraat; İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.10.2016 tarihli 2016/38 esas ve 2016/288 sayılı kararı
b) İstinaf başvurusunun kabulü ile mahkûmiyet; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 18.01.2017 tarihli 2016/116 esas ve 2017/105 sayılı kararı
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin süresinden sonra 08/03/2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek duruşmasız olarak inceleme yapılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 294/1. maddesinde yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, sanık müdafiinin 20/01/2017 tarihli süre tutum amacıyla verdiği temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği, CMK’nın 295/1. maddesinde belirtilen süre içerisinde temyiz sebeplerini içeren ek dilekçe de sunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE, 25.09.2018 tarihinde Üye …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
“Uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda Sanık …’ın mahkûmiyetine ilişkin hükmün, sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE ilişkin kararın temyiz edilmesi üzerine, daire çoğunluğunca ”5271 sayılı CMK’nın 294/1. maddesinde yer alan Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme nedeniyle, temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi gösterilmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir.
CMK’nın 294. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır…” ve CMK’nun 298. maddesinde yer alan “Yargıtay, süresi içinde temyiz başvurusunda bulunulmadığını, hükmün temyiz edilemez olduğunu, temyiz edenin buna hakkı olmadığını ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa, temyiz istemini reddeder.” hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermesi gerektiği, aksi durumun temyiz isteminin reddini gerektirdiği anlaşılmaktadır. Ancak bu kuralın istisnası CMK’nun 289. maddesinde yer almaktadır.
CMK’nun 289. maddesi;
“(1) Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması.
c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması.
d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi.
e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması.
f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi.
g) Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi.
h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması.
i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda sıralanan kesin hukuka aykırılık hallerinin bulunup bulunmadığının temyiz dilekçesinde belirtilmemiş olsa dahi, temyiz incelemesinde re’sen araştırılması gerekmektedir. (Türk ve AB Uzmanlarından Oluşan Komisyonca hazırlanan “Ceza Muhakemesinde İstinaf El Kitabı”, Ankara, Mart-2007, s.190)
CMK’nun 289. maddesi hükmü “temyiz dilekçesinde bir hukuki temyiz nedeni gösteren” taraflar bakımından uygulanacağı gibi “temyiz dilekçesinde hiç bir temyiz nedeni göstermeyen” ve yalnızca temyiz iradesini açıklamakla yetinen taraflar bakımından da uygulanmalıdır. Zira CMK’nun 289. maddesi hukuka kesin aykırılık hallerine özel bir önem vererek, hukuka kesin aykırılık hallerinin varlığının tespitini, sebebe dayalı temyiz incelemesi dışında tutarak kişi hak ve hürriyetlerini teminat altına almak istemektedir. Madde gerekçesinde belirtildiği üzere, kesin temyiz veya kesin bozma nedenleri de denilen hukuka kesin aykırılık hâlleri varsa aykırılığın hükme etki ettiği kabul edilmelidir. Temyiz merciinin artık bunların bozmayı gerektirip gerektirmediğini araştırma ve takdir yetkisi yoktur.
Somut olayda sanık müdafii tarafından verilen dilekçe ile temyiz iradesi beyan edilmiş olduğundan, dilekçede temyize ilişkin bir sebep gösterilmemiş olsa bile CMK’nun 289. maddesinde belirtilen “hukuka kesin aykırılık” yönünden hükmün temyiz incelemesi yapılarak denetlenmesinde zorunluluk bulunduğu görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun kararda belirtilen gerekçeyle “temyiz isteğinin reddine” ilişkin görüşüne katılmıyorum.