YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1125
KARAR NO : 2018/3764
KARAR TARİHİ : 25.09.2018
Mahkeme : ISPARTA 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Temyiz incelemesi; sanık … yönünden duruşmalı olarak; duruşmalı inceleme talebinde bulunan sanık … müdafiinin yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemesi ve geçerli bir mazeret de bildirmemesi nedeniyle sanık … yönünden duruşmasız olarak, sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteklerinin süresinden sonra yapıldığı anlaşıldığından 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek sanıklar … ve … yönünden ve istemde bulunmayan diğer sanıklar yönünden de duruşmasız olarak yapılmıştır.
Sanık …’in annesi …’ın, sanık …’ın annesi …’ın, sanık …’in annesi …’in ve sanık …’un kardeşi…’un bu sanıklar hakkında verilen hükümleri temyiz etme hakları bulunmadığından temyiz isteklerinin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. ve 1412 sayılı CMU’nın 317. maddeleri uyarınca REDDİNE karar verilerek sanıklar ve müdafiilerinin temyiz isteklerine hasren inceleme yapılmıştır.
1-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1. maddenin c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının ve 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, hak yoksunluklarının tamamının koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Sanık … hakkında 18 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapıldıktan sonra sonuç hapis cezasının “15 yıl 7 ay 15 gün” yerine “15 yıl 7 ay” olarak eksik belirlenmesi ve 24.02.2015 tarihinde uyuşturucu madde sattığı iddia ve kabul olunan tanık …’un, suç tarihinde 18 yaşından küçük olması karşısında sanık hakkındaki temel hapis cezasın TCK’nın 188/3. maddesinin ikinci cümlesi yerine aynı maddenin birinci cümlesi uyarınca belirlenmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-)Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas olduğu anlaşılan Isparta (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1078 esas, 2013/558 karar sayılı ilamı yerine, TCK’nın 58/1. fıkrasına aykırı olacak şekilde, temyize konu suç tarihinden sonra, 16.03.2015 tarihinde kesinleşen Isparta 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/51 esas ve 2015/339 karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması,
b-)TCK’nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1. maddenin c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının ve 53.maddesinin 1.fıkrasının a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, hak yoksunluklarının tamamının koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
a-)Sanık hakkında tekerrüre uygulamasına ilişkin bölümün çıkartılarak yerine “Isparta (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1078 esas ve 2013/558 karar sayılı ilamı ile verilen ve 22/10/2013 tarihinde kesinleşen 1800 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınarak TCK’nın 58/6.maddesi uyarınca hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
b-) TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-)16.03.2015 tarihinde, tanık …’in, sanıklar…, …, … ve …in kullandığı eve geldiği, sanık …’in isteği üzerine marketten aldığı 20 TL tutarındaki malzemeleri verip karşılığında sanık …’ten eroin aldığı, diğer kullanıcı…’ın olay tarihinde tanık Hakkı’nın almış olduğu eroinden kullandığını beyan ettiği olayda, evde bulunan sanık … ve diğer sanık …’ın sanık …’in eylemine iştirak ettiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı; 30.03.2015 tarihinde tanık …’un, sanık … ile telefon ile görüştükten sonra, Keçeci Mahallesi 2311 Sokak üzerindeki numarasız binaya girdiği, sanık …’a 20 TL verip karşılığında eroin aldığı ve almış olduğu eroini evin içerisinde kullandığı olayda, sanıklar … ve …’un sanık …’in eylemine iştirak ettiklerine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı; dolayısıyla uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun üç veya daha fazla kişi ile birlikte işlenmesi şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırılmayacağının gözetilmemesi,
Kabule göre de;
b-)Sanık hakkında 27 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapıldıktan sonra sonuç hapis cezasının “23 yıl 5 ay 7 gün” yerine “22 yıl 17 ay 7 gün” olarak belirlenmesi,
c-)Sanık tekerrüre esas alınan Isparta 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/79 esas ve 2015/281 karar sayılı ilamının, temyize konu suç tarihinden sonra, 26.05.2015 tarihinde kesinleştiği, ayrıca sanığın tekerrüre esas alınan suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşıldığı halde, sanık hakkında TCK’nın 58/1. ve 5. fıkralarına aykırı olacak şekilde tekerrür hükümlerinin uygulanması,
d-)TCK’nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1. maddenin c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının ve 53.maddesinin 1.fıkrasının a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, hak yoksunluklarının tamamının koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak salıverilme talebinin reddine, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
4-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-)14.04.2015 tarihinde tanık … ile sanık …’ın, sanık …’in evinin önüne araçla geldikleri, önce tanık …’un, sonrasında sanık …’nin eve girdiği, tanık …’un 30 TL karşılığında sanık …’ten eroin satın aldığı, bir müddet sonra evden tek başına çıkan …’nin üzerinde 5 paket halinde uyuşturucu maddenin gele geçirildiği olayda; sanıklar … ve …’ın, sanık …’in tanık …’a uyuşturucu madde satması eylemine iştirak ettiklerine ve sanık …’un, sanık …’ın ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurması eylemine iştirak ettiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı; 3 numaralı bozma gerekçesinde açıklandığı üzere 30.03.2015 tanık …’a uyuşturucu madde satılması olayında sanıkların birlikte hareket ettiklerine ilişkin de kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, dolayısıyla uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun üç veya daha fazla kişi ile birlikte işlenmesi şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırılmayacağının gözetilmemesi,
Kabule göre de;
b-)Sanık hakkında 27 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapıldıktan sonra sonuç hapis cezasının “23 yıl 5 ay 7 gün” yerine “22 yıl 17 ay 7 gün” olarak belirlenmesi,
c-)TCK’nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1. maddenin c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının ve 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, hak yoksunluklarının tamamının koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
5-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-)3 ve 4 numaralı bozma gerekçelerinde açıklandığı üzere uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun üç veya daha fazla kişi ile birlikte işlenmesi şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırılmayacağının gözetilmemesi,
b-)Sanığın 09.04.2015 tarihli eylemi sabit ise de; 16.03.2015 tarihinde tanıklan Hakkı ve…’a, 30.03.2015 tarihinde tanık Adem’e uyuşturucu madde satılması olaylarında sanık …’in eylemlerine;14.04.2014 tarihinde ise tanık …’a uyuşturucu madde satılması olayında sanık …’in eylemine iştirak ettiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Kabule göre de;
c-)Sanık hakkında 27 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapıldıktan sonra sonuç hapis cezasının “23 yıl 5 ay 7 gün” yerine “22 yıl 17 ay 7 gün” olarak belirlenmesi,
d-)Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Sütçüler Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/45 esas ve 2015/86 karar sayılı ilamının, temyize konu suç tarihinden sonra, 23.05.2015 tarihinde kesinleştiği ve sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek başkaca ilamın da bulunmadığı anlaşıldığı halde, sanık hakkında TCK’nın 58/1. fıkrasına aykırı olacak şekilde tekerrür hükümlerinin uygulanması,
e-)TCK’nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1. maddenin c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının ve 53.maddesinin 1. fıkrasının a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, hak yoksunluklarının tamamının koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
6-)Sanık … hakkında verilen hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-)3 ve 4 numaralı bozma gerekçelerinde açıklandığı üzere uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun üç veya daha fazla kişi ile birlikte işlenmesi şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırılmayacağının gözetilmemesi,
b-)Sanığın 14.04.2015 tarihli eylemi sabit ise de;16.03.2015 tarihinde tanıklan Hakkı ve…’a uyuşturucu madde satılması olayında sanık …’in eylemine iştirak ettiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Kabule göre de;
c-)Sanık hakkında 27 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapıldıktan sonra sonuç hapis cezasının “23 yıl 5 ay 7 gün” yerine “22 yıl 17 ay 7 gün” olarak belirlenmesi,
d-)TCK’nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1. maddenin c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının ve 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, hak yoksunluklarının tamamının koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak salıverilme talebinin reddine, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 25.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI: 25.09.2018 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ….in katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Av. …’rın yokluğunda 04.10.2018 tarihinde, açık olarak okundu.