Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2017/6355 E. 2018/511 K. 25.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6355
KARAR NO : 2018/511
KARAR TARİHİ : 25.01.2018

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan suça sürüklenen çocuklar …, … ve … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, kamu davasının tedavi süresince durmasına; uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan suça sürüklenen çocuk …’ın, 5237 sayılı Kanun’un 188/3, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl 9 ay 10 gün hapis ve 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02/07/2014 tarihli ve 2014/59 esas ve 2014/226 sayılı kararının, kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 11/08/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Suça sürüklenen çocuklar …, … ve … hakkında 22/12/2013 tarihli eylemleri nedeniyle Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05/02/2014 tarihli, 2014/19 sayılı iddianamesi ile TCK’nın 37/1. maddesi yollaması ile 188/3, 191/1, 31/3 ve 63/1. maddeleri uyarınca; suça sürüklenen çocuk …’in ise TCK’nın 37/1. maddesi yollaması ile 188/3, 31/3, 63/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemi ile Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2014/60 esas sayı ile kamu davası açıldığı,
2-Aynı olay nedeniyle Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06/02/2014 tarihli, 2014/20 sayılı iddianamesi ile on sekiz yaşından büyük sanık … hakkında TCK’nın 37/1. maddesi yollaması ile 188/3, 191/1, 53/1 ve 63/1. maddeleri uyarınca, on sekiz yaşından büyük sanık … hakkında ise TCK’nın 37/1. maddesi yollaması ile 188/3, 53/1, 63/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemi ile Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2014/59 esas sayı ile kamu davası açıldığı,
3-Siir Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20/02/2014 tarihli kararı ile CMK’nın 8 ve 11. maddeleri uyarınca hukukî ve fiilî irtibat nedeniyle 2014/60 esas sayılı dosyanın, 2014/59 esas sayılı dosya ile birleştirildiği,
4-Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda 02/07/2014 tarihli, 2014/59 esas ve 2014/226 sayılı karar ile, suça sürüklenen çocuklar …, …. ve … uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatlerine; suça sürüklenen çocuklar …, …. ve … ile sanık … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına; sanıklar … ve Kenan’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, TCK’nın 188/3,62/1, 52/2-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 4 yıl 2 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına; suça sürüklenen çocuk …’in, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, TCK’nın 188/3, 31/3, 62/1, 52/2-4, 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis ve 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; suça sürüklenen çocuklar …, …, … hakkında verilen kararların kanun yoluna başvurulmaması üzerine10/07/2014 tarihinde kesinleştiği; sanıklar … ve Kenan ile suça sürüklenen çocuk … müdafiinin kararı süresinde temyizi üzerine, 9. Ceza Dairesinin 02/05/2017 tarihli 2015/16272 esas ve 2017/1099 sayılı ilamı ile sanıklar … ve … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin onandığı; suça sürüklenen çocuk … ve sanık … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın itiraza tabi olduğu belirtilerek itiraz merciince incelenmek üzere dosyanın iadesine karar verildiği, dosyanın fiziken ve Uyap üzerinden yapılan incelenmesinde, suça sürüklenen çocuk … ve sanık … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların itiraz incelemesinden geçtiğine ilişkin herhangi bir karar bulunmadığı halde, suça süreklenen çocuk Yusuf hakkındaki karara süresinde itiraz edilmediği kabul edilerek, 10/07/2014 tarihinde usulsüz şekilde kesinleştirildiği, sanık … hakkında verilen kararın ise halihazırda kesinleştirilmediği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre; 1- Suç tarihinden sonra yargılama sırasında yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin yeniden düzenlendiği, aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklinde yapılan düzenleme ile benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 07/10/2015 tarihli ve 2015/16090-6503 sayılı ilamındaki, “28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi ile 6545 sayılı Yasa ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibari ile 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle hakkında daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmayan sanıklar hakkında …. hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde zorunluluk bulunduğu, sanıkların geçmiş tarihli işlenmiş ve bu dava konusu olmayan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle verilen tedbir kararlarının sanıklar hakkında geçici 7/2 maddesinin uygulanmasına engel oluşturmayacağı…” şeklindeki ifadelere nazaran, dosya içeriğine göre yargılama konusu suç nedeniyle hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmayan ve işbu suçu denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlememiş olan suça sürüklenen çocuklar hakkında anılan ilâm doğrultusunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasal bir zorunluluk olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Kayden 24/02/1996 doğumlu olup, suçun işlendiği 22/12/2013 tarihinde 18 yaşını ikmal etmeyen suça sürüklenen çocuk … hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 188/3. maddesi gereğince belirlenen 120 gün adli para cezasının, aynı Kanun’un 31/3. maddesi gereğince 1/3 oranında indirilerek, 80 gün adli para cezası yerine, sehven 90 gün adli para cezasına hükmedilmesi ve bu hatayı takiben 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca indirim ve paraya çevirme işlemleri neticesinde de sonuç olarak 1.300,00 TL adli para cezasına hükmolunması gerekirken, suça sürüklenen çocuk aleyhine sonuç doğuracak şekilde 1.500,00 TL adli para cezasına hükmedilmesinde, isabet görülmemiştir.» denilerek, Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02/07/2014 tarihli ve 2014/59 esas ve 2014/226 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenmiştir.
C) KARAR:
1-Suça sürüklenen çocuk … hakkında verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin karara yönelik sanık müdafiinin, 02/07/2014 tarihli süresinde temyiz istemi; Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 02/05/2017 tarih, 2015/16272 esas ve 2017/1099 sayılı ilamı ile “itiraz” olarak kabul edilerek, dosyanın itiraz merciince incelenmek üzere iadesine karar verildiği ancak bu karara yönelik itiraz incelemesi yapılmadığı ve kararın 10/07/2014 tarihinde usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk … hakkında verilen kanun yararına bozma isteğine konu “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin 02/07/2014 tarihli kararın, süresinde yasa yoluna başvurulmasına rağmen, itiraz incelemesi yapılmadan, usulsüz şekilde kesinleştirilmesi nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin usulüne uygun şekilde kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuk … hakkında yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE,
2-Kayden 24/02/1996 doğumlu olup, suçun işlendiği 22/12/2013 tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk … hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 188/3. maddesi gereğince belirlenen 120 gün adli para cezasının, aynı Kanun’un 31/3. maddesi gereğince 1/3 oranında indirilerek, 80 gün adli para cezası yerine, hesap hatası sonucu 90 gün adli para cezasına hükmedilmesi ve bu hatayı takiben TCK’nın 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca indirim ve paraya çevirme işlemleri neticesinde de sonuç olarak 1.320,00 TL adli para cezasına hükmolunması gerekirken, suça sürüklenen çocuk aleyhine sonuç doğuracak şekilde 1.500,00 TL adli para cezasına hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 02/07/2014 tarih ve 2014/59 esas ve 2014/226 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak; hükümlü … hakkındaki hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “90 gün” , 3. bendinde yer alan “75 gün”, 4. bendinde yer alan “75 gün …. 1500 TL” ve 5. bendinde yer alan “1.500 TL” ibarelerinin çıkarılarak, yerlerine sırası ile “80 gün”, “66 gün”, “66 gün….. 1.320,00 TL” ve “1.320,00 TL” ibareleri yazılmasına,
3-Kanun yararına bozma istemine konu edilen suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların değerlendirilmesinde; suç tarihinden sonra yargılama sırasında 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin yeniden düzenlendiği, aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklinde yapılan düzenlemeye yer verildiği dikkate alındığında, kanun yararına bozma istemine konu dosya içeriğine göre, yargılama konusu suç nedeniyle hakkında daha önce tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmayan ve işbu suçu tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemediği anlaşılan suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. madde uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiş olup, Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin karar yönünden Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02/07/2014 tarihli, 2014/59 esas ve 2014/226 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
25/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.