Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2017/3095 E. 2017/5565 K. 30.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3095
KARAR NO : 2017/5565
KARAR TARİHİ : 30.10.2017

Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
2-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Hüküm : 1-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyet ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri
2-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanık ile birlikte … ve … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma yapılarak, haklarında Kartal 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/1818 esasına kayıtlı davanın açıldığı, yargılama sırasında …’nin kendileri ile birlikte yakalanan şahsın sanık … olduğunu, hakkında yakalama kararı olması sebebiyle kardeşi …’ın adını kullandığını beyan etmesi sonrasında suç duyurusunda bulunulması üzerine sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından iddianame tanzim edilerek temyize konu iş bu davanın açıldığı, dosyadaki bazı belgelerin incelemesinden anlaşıldığından; Kartal 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/1818 esas sayılı dava dosyasının akıbeti araştırılarak derdest ise davaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın aslı ya da onaylı örneğinin dosya içine alınıp incelenerek bütün deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Anayasanın 141/3. ve CMK’nın 230/1. maddeleri gereğince, hükmün gerekçe bölümünde sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanığın sabit kabul edilen fiili açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun saptanması gerektiği gözetilmeden, gerekçeden yoksun hüküm kurulması,
3-Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 62. maddesinde sayılan hususlar yöntemine uygun şekilde karar yerinde tartışılıp irdelenmeden takdiri indirim nedeninin uygulanmaması ve CMK’nın 231. maddesinin yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.