Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2017/2744 E. 2017/5011 K. 09.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2744
KARAR NO : 2017/5011
KARAR TARİHİ : 09.10.2017

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, 13.06.2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü … hakkında Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 04/12/2014 tarihinde 2010/141 esas ve 2011/87 sayılı kararı ile verilen kamu davasının düşmesine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/07/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Sanık hakkında 31.05.2010 tarihli eylem nedeni ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22/06/2010 tarihli, 2010/35349 iddianame sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191/1, 54/4 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
2-Bakırköy (kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 08/04/2011 tarihinde 2010/325 esas ve 2011/551 karar sayı ile verilen, hükümlü …’in TCK’nın 191/1, 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ayrıca aynı Kanun’un 191. maddesinin 2-3-4-5 ve 6. fıkraları uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, hakkında hükmolunan cezanın infazının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde cezanın infaz edilmiş sayılmasına ilişkin hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği;
3-Bakırköy (kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 08/04/2011 tarihinde 2010/325 esas ve 2011/551 karar sayılı kararının infazını müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirini yerine getirdiğinden bahisle kaydının kapatılarak mahkemeye bildirimde bulunulması üzerine, hükümlünün, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmesi üzerine, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 04/12/2014 tarihinde 2010/141 esas ve 2011/87 karar sayılı karar ile hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle, «kamu davasının düşürülmesine» karar verildiği, evrak üzerinden verilen söz konusu kararın, 29/04/2015 tarihinde tebliğ edilmesinin ardından temyiz edilmeksizin 07/05/2015 tarihinde kesinleştiği,
a)Bakırköy (kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 08/04/2011 tarihinde 2010/325 esas ve 2011/551 karar sayı ile verilen, hükümlü …’in TCK’nın 191/1, 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ayrıca aynı Kanun’un 191. maddesinin 2-3-4-5 ve 6. fıkraları uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, hakkında hükmolunan cezanın infazının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde cezanın infaz edilmiş sayılmasına ilişkin hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği;
b)Hükümlünün, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmesi üzerine, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 04/12/2014 tarihinde 2010/141 esas ve 2011/87 karar sayılı karar ile hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle, «kamu davasının düşürülmesine» karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında,
”1-Sanık hakkında verilen 04/12/2014 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle, sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde;
İsabet görülmemiştir.’’
Denilerek, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04/12/2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
1-Kanun yararına bozma incelemesine konu düşme kararından önce, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesindeki düzenlemeler karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Hakkında TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca “mahkumiyet ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verildiği anlaşılan sanığın; tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması nedeni ile hüküm tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 191. maddesinin 7. fıkrası gereğince, mahkûm olduğu hapis cezasının infaz edilmiş sayılması yerine, hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi,
6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 191. maddesinde yapılan düzenlemenin, Bakırköy (kapatılan) 12. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 08/04/2011 tarihinde 2010/325 esas ve 2011/551 karar sayılı kararının ”sanık hakkında 10 ay hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin” 19.04.2011 tarihinde kesinleşen hükmünden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında; 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanun ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca uyarlama yapılması mümkün olup; sanık hakkında, “1” nolu bozma nedeni uyarınca, TCK’nın 191/7. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılmasına karar verilmeden önce;
6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, sanığın bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin araştırılması, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediğinin anlaşılması halinde, kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”; aksi halde 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki TCK’nın 191/7. maddesi uyarınca “cezanın infaz edilmiş sayılmasına” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2014 tarihinde 2010/141 esas ve 2011/87 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
09.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.