Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2016/379 E. 2019/2384 K. 16.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/379
KARAR NO : 2019/2384
KARAR TARİHİ : 16.04.2019

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : SAKARYA 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … tebliğnamede sanık olarak gösterilmiş iseler de bu sanıklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talebi bulunmadığından inceleme dışında tutulmuşlardır.
A-) Sanıklar …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığına; suç tarihinin “… yönünden 23.02.2012, 24.02.2012, 25.02.2012, 05.03.2012 ve 18.03.2012; … yönünden 07.02.2012, 15.02.2012 ve 25.02.2012”; … yönünden 05.03.2012 olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın tüm suç tarihlerinin “18/03/2012 – 24/02/2012 – 05/03/2012 – 15/02/2012- 25/02/2012 – 07/02/2012 – 03/02/2012 – 24/02/2012- 23/02/2012 – 25/02/2012 – 06/02/2012 – 19/02/2012” olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık … ve müdafii ile diğer sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B-) Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43. maddesiyle uygulama yapılabilmesi için cezalandırılabilir nitelikte birden fazla eylemin bulunması gerektiği, sanığın 18.03.2012 tarihli ev aramasında ele geçen uyuşturucuların miktarı ve çeşitliliğine göre ticari amaçla bulundurulduğu sabit ise de; sanığın 24.02.2012 ve 05.03.2012 tarihlerinde diğer sanıklar …, …, … ve …’e uyuşturucu madde satılması eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-) İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nca alınan tanık numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-) Gerekçeli karar başlığına; suç tarihinin “18.03.2012” olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın tüm suç tarihlerinin “18/03/2012 – 24/02/2012 – 05/03/2012 – 15/02/2012- 25/02/2012 – 07/02/2012 – 03/02/2012 – 24/02/2012- 23/02/2012 – 25/02/2012 – 06/02/2012 – 19/02/2012” olarak yazılması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.