YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3001
KARAR NO : 2018/4442
KARAR TARİHİ : 18.10.2018
Mahkeme : TOKAT Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : Uyuşturucu madde ticareti yapma, kenevir ekme, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : Mahkûmiyet, Beraat
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A-) Sanık … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B-) Sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlerin incelemesinde;
Sanık …’in 26.04.2013 ve 18.05.2013 tarihli eylemlerinin sübut bulmasına karşılık, sanık hakkında zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin sanık … yönünden “26.04.2013”, sanık … yönünden “23.01.2013” olarak yazılması gerekirken yerine “18.05.2013” ve “20.02.2013” tarihlerinin yazılması,
2-) Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-) Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının uygulanmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile sanıklar …..’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;
1-) Gerekçeli karar başlığında sanıklar… yönünden yer alan suç tarihlerinin çıkarılarak yerine sanık … yönünden “26.04.2013”, sanık … yönünden “23.01.2013” tarihlerinin yazılması,
2-) Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümünde yer alan her bir “müsaderesine” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı’nca alınan tanık numunelerin de” ibaresinin yazılması,
3-) TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkralarından çıkarılması ve yerlerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C-) Sanıklar … ve … hakkında kenevir ekme suçundan kurulan hükümlerin incelemesinde;
Hükmedilen hapis cezasının süresine göre 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nın 318. ve CMK’nın 299 maddeleri uyarınca sanık … müdafiinin duruşma isteminin reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipleri ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Suç tarihinde yürürlükte olan 2313 sayılı Kanun’un 23/5. maddesindeki düzenlemenin, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeden daha lehe olduğu anlaşılmakla, sanıklar hakkında hüküm kurulurken uygulanan kanun maddesinin 2313 sayılı Kanun’un 23/5 maddesi yerine 2313 sayılı Kanun’un 23. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi olarak gösterilmesi,
2-) Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-) Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının uygulanmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile sanık …’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;
1-) Kenevir ekme suçuna ilişkin olan hüküm fıkralarında yer alan “23/4-son maddesi” ibaresinin çıkarılarak yerine “23/5 maddesi” ibaresinin eklenmesi,
2-) Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümünde yer alan her bir “müsaderesine” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı’nca alınan tanık numunelerin de” ibaresinin yazılması,
3-) TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkralarından çıkarılması ve yerlerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
D-) Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, diğer sanık …’in suçuna iştirak ettiğine ilişkin, içeriğine farklı anlam yüklenilebilecek telefon görüşmeleri dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
E-) Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
Hükmedilen hapis cezasının süresine göre 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nın 318. ve CMK’nın 299 maddeleri uyarınca sanık müdafiinin duruşma isteminin reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipleri ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) İddianamedeki anlatım ve tüm dosya kapsamı karşısında sanığın 18.01.2013, 19.02.2013, 26.04.2013 ve 18.05.2013 tarihli sübut bulan eylemleri sebebiyle, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-) Sanığın 18.05.2013 tarihli olayda, diğer sanık …’ın ismini vermesinden dolayı hakkında TCK. m. 192/3 maddesi uygulanmışsa da, (1) nolu bozma nedenine göre, bu eylemden önce de sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanma koşulları bulunduğundan, sanığın zincirleme suç teşkil eden eylemlerinden en ağır cezayı gerektiren eylemden ceza verilerek bu ceza üzerinden TCK. m. 43’ün uygulanması gerektiğinden şartları oluşmadığı halde TCK. 192/3 maddesi uygulanarak sanık hakkında eksik ceza tayini,
3-) Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-) Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin “18.01.2013, 19.02.2013, 26.04.2013, 18.05.2013 ve 18.06.2013” olarak yazılması gerekirken yerine “18.01.2013, 18.05.2013 ve 18.06.2013” tarihlerinin yazılması,
5-) Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının uygulanmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 18.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.