Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2016/1787 E. 2016/4698 K. 07.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1787
KARAR NO : 2016/4698
KARAR TARİHİ : 07.09.2016

Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1-Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme
2-Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma
3-Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
4-Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : A-Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraat: Sanık … hakkında
B-Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgütü yönetme suçundan beraat: Sanık … hakkında
C-Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçundan beraat: Sanıklar …, …, …,…, … ve … hakkında
D-Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan beraat: Sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında
E-Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet;
1)Sanık … hakkında:
a-(1,6,8,10,11,12,14,16 ) numaralı olaylardaki ve 11.09.2012 tarihli olaydaki fiillerinden mahkûmiyet
b-(2,3,5,7,9,15,17) numaralı olaylardaki fiillerinden: beraat
2)Sanık … hakkında:
a-(7, 14) numaralı olaylardaki ve 11.09.2012 tarihli olaydaki fiillerinden mahkûmiyet
b-(3) numaralı olaydaki fiilinden: beraat
3)Sanık … hakkında:
a-(6, 11, 12) numaralı olaylardaki fiillerinden mahkûmiyet
b-(3, 4, 9, 10) numaralı olaylardaki fiillerinden: beraat
c-(5) numaralı olaydaki fiilinden değişen suç vasfına göre tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı
4)Sanık … hakkında:
a-(1, 8, 10, 15) numaralı olaylardaki fiillerinden mahkûmiyet
b-(17) numaralı olaydaki fiilinden değişen suç vasfına göre tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı
5)Sanık … hakkında:
a-(6, 11, 12) numaralı olaylardaki fiillerinden mahkûmiyet
b-(3, 9) numaralı olaylardaki fiillerinden: beraat
6)Sanık … hakkında:
a-(10, 15, 17) numaralı olaylardaki fiillerinden mahkûmiyet
b-(12) numaralı olaydaki fiilinden: beraat
7)Sanık … hakkında:
(10, 14) numaralı olaylardaki fiillerinden mahkûmiyet
8)Sanık … hakkında:
(2) numaralı olaydaki fiilinden mahkûmiyet
9)Sanık … hakkında:
(16) numaralı olaydaki fiilinden mahkûmiyet
10)Sanık … hakkında:
(7) numaralı olaydaki fiilinden mahkûmiyet
11)Sanık … hakkında:
(2) numaralı olaydaki fiilinden mahkûmiyet
12)Sanık … hakkında:
11.09.2012 tarihli olaydaki fiilinden mahkûmiyet
13)Sanıklar …, …, , …, …, … hakkında: beraat

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık … müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin hapis cezasının süresi ve isteğin süresinden sonra olması nedenleriyle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nın 318. ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, …. yönünden duruşmasız olarak inceleme yapılmıştır.
Suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında “21/06/2012, 18/08/2012, 07/09/2012, 11/09/2012, 13/09/2012, 24/09/2012, 25/09/2012, 03/10/2012, 10/11/2012, 20/11/2012, 22/11/2012, 09/12/2012, 26/12/2012, 30/12/2012, 14/01/2013, 22/01/2013” yerine “22/06/2012 ile 12/01/2013 tarihleri arası” olarak yazılması mahkemece düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
A- Sanıklar … ve … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararlarına yönelik kanun yolu taleplerinin incelenmesinde:
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup, itiraz kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle,
itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
B- Sanık … hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma”; sanık … hakkında “Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgütü yönetme”; sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında “Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma”; sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında “Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
C- Sanıklar … hakkında (18/08/2012 tarihli 2, 07/09/2012 tarihli 3, 13/09/2012 tarihli 5, 25/09/2012 tarihli 7, 07/11/2012 tarihli 9, 26/12/2012 tarihli 15, 14/01/2013 tarihli 17 numaralı eylemler nedeniyle), … hakkında (07/09/2012 tarihli 3 numaralı eylem nedeniyle), … hakkında (07/09/2012 tarihli 3, 11/09/2012 tarihli 4, 07/11/2012 tarihli 9, 09/11/2012 tarihli 10 numaralı eylemler nedeniyle), … hakkında (07/09/2012 tarihli 3 ve 07/11/2012 tarihli 9 numaralı eylemler nedeniyle), … hakkında (22/11/2012 tarihli 12 numaralı eylem nedeniyle), … hakkında (14/01/2013 tarihli 17 numaralı), … hakkında (07/09/2012 tarihli 3 numaralı), … hakkında (09/11/2012 tarihli 10 numaralı, 22/11/2012 tarihli 12 numaralı eylemler nedeniyle) ve sanık … hakkında (25/09/2012 tarihli 7 numaralı eylem nedeniyle) uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
D- Sanık … hakkında (07/09/2012 tarihli 3 ve 22/11/2012 tarihli 12 numaralı eylemler nedeniyle) uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde:
07/09/2012 tarihli 3 ve 22/11/2012 tarihli 12 numaralı eylemleri nedeniyle verilen beraat hükümlerine ilişkin yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
E- Sanıklar …, … ve sanık …’ın zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde:
a-) Tefhim edilen hükmün sanık … tarafından 19/12/2013 tarihinde temyiz edilmesinden sonra, sanığın ceza infaz kurumundan gönderdiği 13/01/2014 tarihli dilekçesindeki “almış olduğum cezanın onaylanmasını istiyorum” şeklindeki beyanıyla temyiz isteğinden vazgeçtiği, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresi içerisinde vazgeçmeden dönülebileceği, yasal süresinden sonra 28/04/2015 havale tarihli dilekçesi ile bu vazgeçmeden dönmenin mümkün olmaması nedeniyle bu dilekçesindeki temyiz isteğinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
b-) … hakkındaki hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesinden sonra, sanık …’in tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan gönderdiği 23/12/2013 tarihli dilekçesindeki “dosyamın Mahkemeniz tarafından onaylanmasını
istiyorum.” şeklindeki beyanı ve sanık … hakkındaki hükmün ise yine 19/12/2013 tarihinde sanık müdafii tarafından temyiz edilmesinden sonra, …’ın tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan gönderdiği 30/01/2015 tarihli dilekçesindeki “…halen dosyamın onaylanmasını beklemekteyim. Sayın başkanım dosyamın onaylanmasını mağduriyetimin kaldırılmasını siz büyüklerimden arz ve talep ederim.” şeklindeki beyanları ile temyiz isteklerinden vazgeçtikleri anlaşıldığından, sanıklar hakkındaki hükümlerin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
c-) Sanıklar …, … ve … hakkındaki zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin (Temyiz edilmeyen … hakkındaki davanın reddi kararı hariç) Cumhuriyet savcısının temyiz isteğine ilişkin olarak yapılan incelemesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, aşağıda belirtilen dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi ve eksikliğin giderilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
F- Sanık … hakkında zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz isteklerinin incelenmesinde ;
a) 16/12/2013 tarihinde SEGBİS aracılığı ile hüküm duruşmasına katılan sanığa tefhim edilen hükmün, CMUK’nın 310. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen bir haftalık yasal süresinden sonra 03/03/2014 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteğinin CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
b) Sanık … hakkında zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin Cumhuriyet savcısının temyizi isteği nedeniyle yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, aşağıda belirtilen dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

G- Sanık … hakkında zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak sanık ve Cumhuriyet savcının temyiz istekleri nedeniyle yapılan incelemede ;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, aşağıda belirtilen dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
H- Sanıklar … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik olarak Cumhuriyet savcının temyizine hasren yapılan incelenmede:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, aşağıda belirtilen dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3.fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
I- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-TCK’nın 58 ve 5275 sayılı Kanun’un 108/2. maddelerine göre; birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması durumunda bunlardan en ağırının esas alınması ve tekerrüre esas alınanın hükümde açıkça gösterilmesi gerektiği dikkate alınmadan, sanığın adli sicil kaydında yer alan sabıkalarından en ağır cezayı içeren … 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/338 esas ve 2012/386 karar sayılı kararı ile verilen 3 ay hapis cezası yerine …. 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/375 esas ve 2011/250 karar sayılı 4500 TL adli para cezasını içeren ilamının tekerrüre esas alınması,
3- Sanık hakkında, TCK’nın 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları yerine, aynı maddenin 9.fıkrası uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
2- Hüküm fıkrasından tekerrürle ilgili bölümünün çıkarılması ve yerine “Tekerrür oluşturan … 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/338 esas ve 2012/386 karar sayılı ilamı ile verilen 3 ay hapis cezası nedeniyle, hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6 ve 7. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezasının infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İ – Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık hakkında, TCK’nın 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları yerine, aynı maddenin 9.fıkrası uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
2-Hüküm fıkrasından tekerrürle ilgili bölümün çıkarılması ve yerine “Hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6 ve 7. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezasının infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
J- Sanık … hakkında 11.09.2012 tarihli (4.olay), 24.09.2012 tarihli (6.olay), 09.11.2012 tarihli (10.olay), 09.12.2012 tarihli (14.olay) ve 30.12.2012 tarihli (16.olay) eylemleri nedeniyle zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Suçların sayısı, sanığın kişiliği ve suçu sürdürmedeki ısrarlı tutumu gözönüne alınarak zincirleme suç nedeniyle temel cezadan uzaklaşılarak ceza tayini ve TCK’nın 43. maddesi uyarınca yapılan artırım miktarı, TCK’nın 3. maddesindeki orantılılık ve 61. maddesindeki diğer ölçütlerde değerlendirildiğinde Mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, aşağıda belirtilen dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık … ve müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi ve eksikliğin giderilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, … hakkındaki salıverme isteğinin reddine,
K- Sanık … hakkında (21/06/2012 tarihli 1, 03/10/2012 tarihli 8, 20/11/2012 tarihli 11, 22/11/2012 tarihli 12) numaralı eylemler nedeniyle zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Sanık …’un 21/06/2012 tarihli 1, 03/10/2012 tarihli 8, 20/11/2012 tarihli 11, 22/11/2012 tarihli 12 numaralı eylemlerde ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna ve diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati yerine bu eylemlerin de zincirleme suç kapsamına alınarak hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
L- Sanık … hakkında (24/09/2012 tarihli 6 numaralı eylem nedeniyle) uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde:
24/09/2012 tarihli 6 numaralı olayda, diğer sanık …’ın kullanıcı …..’a temin edeceği uyuşturucu madde için …’un, …’i arayarak ….’ın yanında olduğunu ve 10 tane getirmesini istediği, sanıkların savunmaları iletişim tespit çözüm tutanakları ve diğer belge ve bilgilerden sabit olduğu halde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
M- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43. maddesiyle uygulama yapılabilmesi için cezalandırılabilir nitelikte birden fazla eylemin olması gerektiği, 09/12/2012 tarihli (14) numaralı olayda sanığın temin etmiş olduğu sanık …’da ele geçirilen net 454 gram esar dışında, 09/11/2012 tarihli (10) numaralı olayda …’in evinde ele geçen net 932 gr esrarı temin ettiğine ilişkin somut olay ve olgularla örtüşmeyen ve içeriğine değişik anlamlar yüklenmesi mümkün olan soyut iletişimin tespiti tutanaklarından başka savunmasının aksine delil bulunmadığı anlaşılmakla, iki kez uyuşturucu madde temin ettiği kabul edilerek sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
N- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
1-25/09/2012 tarihli (7) nolu olayda sanık …’nun ele geçirilen net 1.2 gr esrarı çeşme kenarında görerek oradan kopardığını beyan etmesi ve kenevir bitkisinin yaş halde bulunması karşısında somut olay ve olgularla örtüşmeyen ve içeriğine değişik anlamlar yüklenmesi mümkün olan iletişim tespit tutanakları dışında, sanık …’da ele geçirilen uyuşturucu maddeyle ilgisi olduğuna ya da onun suçuna iştirak ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
O-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde:
Sanık …’ın; 09/11/2012 tarihli (10) numaralı olayda ele geçen uyuşturucu maddeleri, sanık … ile birlikte temin ettiği, sonra da sanık …’nın evine götürerek bıraktıkları, böylelikle bu olayda ele geçen maddelerle ilgisinin ve sorumluluğunun bulunduğu, sanıkların savunmaları, iletişim tespitleri ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
07/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.