Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/8267 E. 2016/44 K. 12.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8267
KARAR NO : 2016/44
KARAR TARİHİ : 12.01.2016

Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkumiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Suç tarihleri; 14.06.2014- 16.06.2014- 20.06.2014- 26.06.2014- 29.06.2014- 02.07.2014- 03.07.2014- 16.07.2014 olduğu halde, gerekçeli kararda 13.06.2014- 26.06.2014- 02.07.2014 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir eksiklik olarak görülmüştür.
1- Sanıklar Uğur hakkında kurulan hükmün incelenmesi:
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek nitelikte hükümlülüğü bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ile müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesi:
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/610-2014/512-2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; suç tarihinde CMK 140. maddesi kapsamında hakkında teknik araçlarla izleme kararı bulunan sanıktan; 1,3,4,5,6,7 ve 9. olaylarda uyuşturucu maddeyi satın alan tanıkların olay yerinden ayrıldıktan sonra yakalandıkları ve CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde “adli arama kararı” ve ”yazılı adli arama emri” alınmadan üzerlerinde önleme arama kararına istinaden yapılan aramada uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği anlaşılmakla, hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, ”suçun maddi konusu” ve ”suçun delili” olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olaylarda suçun maddi konusunun bulunmaması nedeniyle suçun unsurlarının oluşmadığı ve bu olayların hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, TCK’nın 43. maddesinin uygulanarak zincirleme suç hükümlerine göre sanığın cezasının artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
b) Sanığın uyuşturucu madde sattığı sabit olan 26.06.2014 tarihli 8. olayın 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce olduğu halde, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
c) Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
3- Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesi;
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/610-2014/512-2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; suç tarihinde CMK 140. maddesi kapsamında hakkında teknik araçlarla izleme kararı bulunan sanıktan, 6. ve 7. olaylarda uyuşturucu maddeyi satın alan tanıkların olay yerinden ayrıldıktan sonra yakalandıkları ve CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde “adli arama kararı” ve ”yazılı adli arama emri” alınmadan üzerlerinde önleme arama kararına istinaden yapılan aramada uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği anlaşılmakla, hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, ”suçun maddi konusu” ve ”suçun delili” olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olayda suçun maddi konusunun bulunmaması nedeniyle suçun unsurlarının oluşmadığı ve bu olayların hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, TCK’nın 43. maddesinin uygulanarak zincirleme suç hükümlerine göre sanığın cezasının artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
b) Sanığın, 16.07.2014 tarihinde uyuşturucu madde sattığı tanık Sedat’ın kolluk beyanında; polislerin sorması üzerine uyuşturucu maddeyi rızası ile teslim ettiğini bildirdiği, olay yakalama tutanağında ise önleme arama kararı ile yapılan arama üzerine uyuşturucu maddenin ele geçtiğinin belirtildiği anlaşılmakla, sanık ile yakalamayı yapan ve tutanağı düzenleyen polis memurlarının tanık sıfatıyla dinlenip yakalama tutanağının da okunup açıklattırılması suretiyle uyuşturucu maddeninin teslimine ilişkin çelişkinin giderilmesi, rızaen teslim halinde hukuka uygun olarak elde edildiğinin, değilse hukuka aykırı şekilde elde edildiğinin tespitiyle dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin takdiri gerekirken eksik araştırma yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Sanığın uyuşturucu madde sattığı kabul edilen 6. ve 7. olayların 20/06/2014 tarihinde gerçekleştiği, sanık hakkında CMK 140. maddesi kapsamında teknik araçlarla izleme kararının ise 02/07/2014 tarihinde alındığı, bu nedenle bu olaylar kapsamında elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
d) Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
4- Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesi;
Sanık …’un, hakkındaki hükmün onanması talebini içeren 24.03.2015 ve 27.03.2015 tarihli dilekçeleri, CMK’nın 150/2 ve 266/3. maddeleri gereğince, dikkate alınmamış ve sanık müdafiinin iradesi geçerli sayılarak inceleme yapılmıştır.
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/610-2014/512-2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; 16/06/2014 tarihli 2. olayda uyuşturucu maddeyi satın alan tanığın olay yerinden ayrıldıktan sonra yakalandığı ve CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde “adli arama kararı” ve ”yazılı adli arama emri” alınmadan üzerinde önleme arama kararına istinaden yapılan aramada uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği anlaşılmakla, hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, ”suçun maddi konusu” ve ”suçun delili” olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olayda suçun maddi konusunun bulunmaması nedeniyle suçun unsurlarının oluşmadığı ve bu olayın hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, TCK’nın 43. maddesinin uygulanarak zincirleme suç hükümlerine göre sanığın cezasının artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
b) Sanık hakkında teknik araçlarla izleme kararının 17/06/2014 tarihinde alındığı, hükme esas alınan 16/06/2014 tarihli 2. olayda sanık hakkında CMK 140. maddesi gereğince teknik araçlarla izleme kararı bulunmadığından, bu olay kapsamında elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) 03/07/2014 tarihli olayda sanığın uyuşturucu madde sattığı kabul edilen tanık …’ın, mahkeme aşamasında alınan beyanında sanıktan uyuşturucu madde aldığını kabul etmediği gözetilerek, tanığın üzerinden uyuşturucu maddenin ele geçtiği olay tutanağını düzenleyen polis memurlarının tanık sıfatıyla dinlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilerek hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
d) Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.