Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/739 E. 2015/4671 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/739
KARAR NO : 2015/4671
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2009/219576
Mahkeme :İSTANBUL 13. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numarası :18/11/2008 – 2005/74 esas ve 2008/337 karar
Suçlar :1-Sanıklar E.İb.Y. ve Ö.hakkında
uyuşturucu madde ticareti yapma
2-Sanıklar E. İ. Ö.ve R. hakkında

Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanıklar R. E. Ö.ve İ. hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlara yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20/03/2012 tarihli ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14/04/2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suçlarla ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
2- Sanıklar E. Y.ve Ö.hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1-Hükmolunan adli para cezaları ve yargılama giderlerinin, 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-5237 sayılı TCK’nın 5 ve 53. maddeleri ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesi hükmü gereğince sanıklar Erol, Ömer ve Yağmur hakkında 2918 sayılı Kanun’un 119. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmadığının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Yağmur ve ayrı ayrı sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-YTL olarak hükmolunan adli para cezaları ve yargılama giderlerinin TL’ye dönüştürülmesi,
2-Sanıklar E. Ö. ve Y. hakkında sürücü belgelerinin geri alınmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması,
Suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanık İ. hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık İ. kendisine 1.000 TL karşılığı esrar temin etmelerini istediği sanıklar Ö.ve E. uyuşturucu sattığını bildikleri “E. ismi ile tanınan sanık Y.dan aldıkları 304,873 gram ağırlığındaki esrarı, sanık İ. teslim edemeden, kolluk görevlileri tarafından yakalandıkları, Ö. yer göstermesi ile yakalanan sanık İ. üzerinde satın aldığı esrarın karşılığı olan 1.000 TL paranın ele geçirildiği olayda; sanık İ. “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu inkar ettiği ve ele geçen madde miktarın kullanma sınırı içinde kaldığı anlaşıldığından; savunmasının aksine, uyuşturucu maddeyi başkası için temin ve ticaret için bulundurma kastının varlığına ilişkin, kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı, bu durumda sanığın fiilinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ve mahkemesince sanık hakkında bu suç nedeniyle “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verildiği gözetilerek; sanığın “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan beraati yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 12/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.