Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/5548 E. 2017/814 K. 06.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5548
KARAR NO : 2017/814
KARAR TARİHİ : 06.02.2017

Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanık 08.10.2012 tarihli hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle yargılamaya devam olunarak mahkûmiyet kararı verilmiş ise de; infaz dosyasının tetkikinde, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı kağıdının 30.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın süresi içerisinde başvuruda bulunarak yurt dışında çalışacağını belirterek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesini talep ettiği, ancak bu talebinin evrak eksikliği gerekçe gösterilerek reddedildiği ve buna ilişkin kararın 23.08.2013 tarihinde tebliğ edildikten sonra sanığın bu kez 29.08.2013 tarihinde dilekçe vererek yurt dışı çıkış evraklarını ve çalışma belgelerini sunarak yeniden talepte bulunmasına rağmen, bu talebinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğinin anlaşılması karşısında;
Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44. maddesinde “Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır.” hükmü düzenlenmiş olup,
Sanığın kendisine yapılan tebligatlar üzerine süresi içerisinde İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne giderek ihtara uygun davrandığı, sanığın bilerek ve isteyerek tedbire uygun davranmadığının tespit edilemediği anlaşılmakla sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine karar verilmesi,
2-Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve
aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.