Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/2531 E. 2015/5382 K. 28.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2531
KARAR NO : 2015/5382
KARAR TARİHİ : 28.12.2015

Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü … hakkında İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 02.08.2012 tarihinde 2012/128 değişik iş sayılı kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymama nedeniyle verilen aynen infaz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03.02.2015 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
a) İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 06.07.2008 tarihinde 2008/37 esas ve 2008/522 karar sayı ile verilen, sanık …’in TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve TCK’nın 191. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkraları uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
b) İnfaz aşamasında, İstanbul Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Müdürlüğü’nce sanığın tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 21.03.2011 tarihinde 2008/37 esas ve 2008/522 karar sayı ile sanığın TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası ve 62. maddesi gereğince verilen 10 ay hapis cezasının aynen infazına hükmolunduğu,
c) Sanık vekili tarafından bu karara itiraz edilmesi üzerine, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 02.08.2012 tarihinde 2012/128 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddedildiği, Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, ”Dosya kapsamına göre, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünce hükümlünün tedbirin yerine getirilmesi için kendisine yapılan tebligata rağmen Şube Müdürlüğü’ne başvurmayarak tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine, Mahkemece hükümlüye, belirlenecek makûl bir süre içinde “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, bu konuya ilişkin diyeceklerini yazılı olarak bildirebileceği, bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı kabul edilerek, 16.07.2008 tarihli mahkûmiyet hükmüne konu olan cezanın derhal infazına karar verileceği” uyarısını içeren davetiye tebliğ edilmesi gerekirken, belirtilen şekilde davetiye tebliğ edilmeyip, savunma hakkı kısıtlanarak, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı gerekçesiyle mahkûm olduğu cezanın derhal infazına karar verilmesi nedeniyle, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02.08.2012 tarihli hükmünün bozulması istenmiştir.
Sanık hakkında İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 06.07.2008 tarihinde 2008/37 esas ve 2008/522 karar sayılı ilamıyla 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve TCK’nın 191. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkraları uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, kararın infazı aşamasında sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, sanığın adresine tebligat yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan incelemeyle İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 21.03.2011 tarihinde 2008/37 esas ve 2008/522 karar sayı ile TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası ve 62. maddesi gereğince verilen 10 ay hapis cezasının aynen infazına hükmolunduğu, sanık vekili tarafından bu karara itiraz edilmesi üzerine, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 02.08.2012 tarihinde 2012/128 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddedildiği,
Hükümlü hakkında İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 06.07.2008 tarihinde 2008/37 esas ve 2008/522 karar sayılı ilamıyla sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve TCK’nın 191. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkraları uyarınca denetimli serbestlik tedbirine hükmolunması karşısında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan hükümlü hakkında hükmedilen 10 ay hapis cezasının infazına ilişkin karar verilmesi gerektiğinden; ayrıca yeniden 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası uyarınca uyarı içerikli davetiyenin tebliğ edilmesine gerek olmadığından, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02.08.2012 tarih ve 2012/128 değişik iş sayılı kararının, usul ve kanuna uygun olması nedeniyle, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 28.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.