Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/2515 E. 2015/4562 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2515
KARAR NO : 2015/4562
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Karar No : 2015/4562
Tebliğname No : KYB – 2015/1627

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü H.. Ö.. ve E.. S.. hakkında Kozan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 04.11.2010 tarih 2009/150 esas ve 2010/1020 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.01.2015 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) Hükümlüler hakkında, 13.10.2008 tarihinde işledikleri iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Kozan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05.02.2009 tarihinde 2008/3979 soruşturma, 2009/239 esas ve 2009/136 iddianame no ile, TCK’nın 191, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması için iddianame düzenlendiği,
b) Kozan Sulh Ceza Mahkemesi’nce 04.11.2010 tarihinde 2009/150 esas ve 2010/1020 karar sayı ile hükümlüler hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işledikleri gerekçesiyle “TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve TCK’nın 51. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine, cezası ertelenen sanıkların bir yıl süreyle denetim altında bulundurulmalarına, denetimli serbestlik döneminde sanıkların bir daha bu tür alışkınlıklar edinmemeleri konusunda kendilerine rehberlik yapacak bir uzman rehber görevlendirilmesine, uzmanın sanıkların gelişimi ve davranışları hakkında üç ayda bir rapor düzenlenmesine, bir yıllık denetim süresince rehberlik uygulaması gereklerine uyan hükümlüler hakkında verilen cezanın infaz edilmiş sayılacağına, bu denetimli serbestlik hükümlerine uygun davranılmaması halinde hapis cezasının aynen infaz edileceğinin ihtarına” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
“Suç tarihinden önce 19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, mahkemenin bu hususları tartışarak sanığın hukuki durumunu tayin ve takdir etmesi gerektiği gözetilmeden, olayda uygulama yeri olmayan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesine göre cezanın ertelenmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek,
Kozan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 04.11.2010 tarih 2009/150 esas ve 2010/1020 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
Dosyadaki belge ve bilgilere göre;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.05.2013 tarih ve 2013/280-250 sayılı, aynı tarih 2012/1536 esas, 2013/251 karar sayılı ve 01.10.2013 tarih ve 2013/444-402 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, hükümden önce 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği öngörülmüştür. Somut olayda; Mahkemece uyuşturucu madde kullanan hükümlüler hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesi uyarınca yukarıda belirtilen üç seçenekten birinin uygulanması hususunda karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri olmayan TCK’nın 51. maddesine göre cezanın ertelenmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup; kanun yararına bozma isteği bu nedenlerle yerinde olduğundan; Kozan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 04.11.2010 tarih 2009/150 esas ve 2010/1020 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.