YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16561
KARAR NO : 2016/100
KARAR TARİHİ : 13.01.2016
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : a-Uyuşturucu madde ticareti yapma
b-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm-Karar : 1-Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet (Sanık … hakkında)
2-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan
tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri (Sanık … hakkında)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1-Sanık … hakkında ”Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının incelenmesinde:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/785 esas, 2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suç yönünden dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
2-Sanık … hakkında “Uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde:
Tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmolunan adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezalarının TL’ye dönüştürülmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.