Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/16071 E. 2015/4732 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16071
KARAR NO : 2015/4732
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2008/86624
Mahkeme : SÖKE Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 16/10/2007-2007/4 esas ve 2007/222 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A- Sanıklar B.. K.., B.. K.., F.. A.., N.. G.. ve K.. K.. hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararlarına yönelik kanun yolu taleplerinin incelenmesi:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20/03/2012 tarihli ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14/04/2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suç yönünden dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
B- Sanık Alper hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu’nun 04/04/2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezasının TL’ye dönüştürülmesi, suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
17/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.