Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/16003 E. 2015/5019 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16003
KARAR NO : 2015/5019
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

Tebliğname No : 10 – 2014/322591
Mahkeme :ÇORLU 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası :26/06/2014 – 2013/128 esas ve 2014/130 karar
Suçlar :a) Uyuşturucu madde ticareti yapma (Tüm sanıklar hakkında)
b) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma (Sanıklar Çetin Acar, F.. S.., M.. V.., D.. S.., E.. Y.., G.. A.., C.. G.. hakkında)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Gerekçeli karar başlığında, “22/06/2012, 26/06/2012, 03/07/2012, 12/07/2012, 31/07/2012, 21/09/2012, 23/09/2012, 24/09/2012, 22/10/2012, 22/11/2012, 26/11/2012, 17/01/2013, 18/01/2013, 03/10/2013” olan suç tarihlerinin, “05/06/2012, 26/06/2012, 31/07/2012, 24/09/2012, 22/10/2012, 03/10/2012” olarak yazılması, mahkemesince giderilebilir nitelikte eksiklik olarak görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
A) Sanıklar Ç.. A.., F.. S.., M.. V.., D.. S.., E.. Y.., G.. A.., C.. G.., H.. Y.. ve C.. Ö.. hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, oybirliğiyle,
B) Sanık A.. K.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde;
26.06.2014 tarihinde tefhim edilen hükmün, 1412 sayılı CMUK’nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 16.03.2015 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin CMUK’nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, oybirliğiyle,
C) Sanıklar Ç.. A.., D.. G.., F.. S.., M.. V.., D.. S.., E.. Y.., G.. A.., C.. G.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklar Ç.. A.., E.. Y.. ve D.. S.. müdafilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteklerinin, hükmedilen hapis cezalarının süresine göre, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 318 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, duruşmasız olarak inceleme yapılmıştır.
6545 sayılı Kanun’un 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinden önce 26.06.2014 tarihinde hüküm verildiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar D.. G.., F.. S.., G.. A.. ve C.. G.. hakkında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık E.. Y.. hakkında; 29.04.2013 tarihli iddianame ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kamu davası açılmasından sonra, 03.10.2013 tarihinde işlediği suç nedeniyle 30.01.2014 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığının, 29.04.2013 tarihli iddianame ile hukuki kesintinin gerçekleşmiş olması nedeniyle 29.04.2013 ve 30.01.2014 tarihli iddianamelerdeki eylemlerin iki ayrı suç oluşturduğunun anlaşılmasına rağmen, sanığın eylemlerinin zincirleme suç oluşturduğu kabul edilerek hüküm kurulması, sanık aleyhine temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar Gökhan ve Ebubekir ile müdafileri, sanıklar Ç.. A.., D.. S.., M.. V.., D.. G.. ve C.. G.. müdafileri ile sanık Fatih’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, sanıklar G.. A.., E.. Y.. ve C.. G.. yönünden oybirliğiyle; sanıklar Ç.. A.., D.. G.., F.. S.., M.. V.., D.. S.., hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması yönünden hükümlerin bozulması gerektiğine ilişkin Üye Ender Şener ve Üye Muvaffak Meşe’nin karşı oyları ve oyçokluğuyla; hükmolunan ceza miktarları ile tutuklu kalınan süreler göz önüne alınarak sanıklar Çetin, Murat, Ebubekir ve D.. S.. hakkındaki salıverilme taleplerinin reddine, oybirliğiyle,
07.12.2015 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ:
Sanıklar Ç.. A.., D.. G.., F.. S.., M.. V.. ve D.. S.. hakkındaki hükümlerle ilgili olay – iddia – uygulama
Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü KOM Grup Amirliği görevlilerince uyuşturucu madde ticareti yaptığı bilgisi alınan istihbari ve harici çalışmalar neticesinde kimlik bilgileri, kullandıkları telefon hatları tespit edilen sanıkların uyuşturucu madde sattıkları yönünde bilgiler elde edilmesi üzerine, CMK’nın 135. maddesi uyarınca iletişimlerinin dinlenmesine ilişkin kararlar alındığı, bu kararlara dayanılarak tedbirin uygulanmasına geçildiği, iletişiminin dinlenilmesinden sanıkların uyuşturucu/uyarıcı madde satacağı kişilerle buluşma yapacağı yerler tespit edilerek tertibat alınıp fiziki takipler yapıldığı ikamet adreslerinin tespit edildiği anlaşılmakla;
Sanıklar Ç.. A..’ın 22.06.2012 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan B.. G..’a iki fişek halinde net 0.2 gram eroin ; sanık D.. G..’ün 31.07.2012 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan Olcay isimli şahsa net 0.01 gram eoin; sanık F.. S..’nin 03.07.2012 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan Alkin’e 3 paketcik net 0.3 gram eroin sattığı ve 31.07.2012 tarihinde aracında 19 paketcik halinde 6 gram eroin ele geçirilmiş; sanık M.. V..’un 23.09.2012 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan Ceyhun isimli şahsa net 0.05 gram eroin; D.. S..’in 23.09.2012 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan Ceyhun isimli şahsa Murat’ın sattığı net 0.05 gram eroini Deniz’in Murat’a temin ettiği; iletişim tespit, çözüm tutanakları, fiziki takip tutanakları, satın alanlarda ele geçirilen uyuşturucu maddeler, satın alanların beyanları ve teşhis tutanakları ile belirlenmiş, uyuşturucu/uyarıcı maddeleri alan kişiler yönünden TCK’nın 191. maddesi uyarınca işlem yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemelerden sonra da tedbire devam edilmiş tespitlerden tam 4 ay sonra 18.01.2013 tarihinde operasyon kararı alınmış sanıklar yakalanmış Fatih’in ikametinde net 0.25 gram esrar, D.. S..’in evinde, üzerinde uyuşturucu madde artığı araştırması yapılmayan hassas terazi ele geçirilmiştir.
Soruşturmanın başlangıcından sonlandırılıncaya kadar diğer sanıklar dışında başkaca uyuşturucu/uyarıcı madde ticareti yapan kişi ya da kişilere ilişkin bir tespit bulunmadığı anlaşılmıştır.Sanıklar hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan dava açılmış ve TCK’nın 188/3 ile 43. maddesi uyarınca cezalandırılması istenmiştir.
Mahkemece TCK’nın 188/3 ve 43. maddeleri uygulanmak suretiyle sanıkların cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Daire Çoğunluğunun Görüşü:
Sanıklar ve müdafileri tarafından temyiz edilen hükümler Daire çoğunluğunca onanmıştır.
Karşı Oy Gerekçem:
Devletin temel görevlerinden biri de “suç işlenmesini önlemektir” kolluk görevlilerinin daha fazla ceza almasını sağlamak için şüphelinin suç işlemeye devam etmesine fırsat vermesi kabul edilecek bir uygulama değildir. Aksi halde Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde yer alan “adil yargılanma hakkı” ihlal edilmiş olur. Kolluğun görevi suçu ve faili belirlemek suçla ilgili delilleri elde etmektir.
Tüm dosya kapsamına bakıldığında kolluk görevlileri, sanık Çetin’in 22.06.2012 tarihli, sanık D.. G..’ün 31.07.2012 tarihli, sanık Fatih’in 03.07.2012 tarihli, sanık M.. V.. ve D.. S..’in 23.09.2012 tarihli eylemini tespit etmiş bu ilk eylemler ile dosyanın diğer sanıkları dışında başka kişilerin onların suçlarına iştirak ettiğine ilişkin bir tespit ve bulguya ulaşamamış devamında da satın alanların dışında soruştulacak bir kişiyi de tespit edememiştir, böylece enson 23 Eylül 2012 tarihinde sanıkların uyuşturucu madde satma suçları belirlenmiş, suç delilleri elde edilmiştir. Sanıklar Çetin’in 22.06.2012, D.. G..’ün 31.07.2012, F.. S..’nin 03.07.2012, M.. V.. ve D.. S..’in 23.09.2012 tarihinde yakalanmaması için sebep yoktur, satın alanlar ve satın aldıkları uyuşturucu maddeler ele geçirilmiştir. iletişim çözüm tutanakları, satın alan kişilerin beyanları ve satın aldığı uyuşturucu/uyarıcı maddeler mevcuttur. Ayrıca sanık M.. V.. Mahkemece 22.06.2012 tarihli eylem nedeniyle suçu sabit görülmediğinden sorumlu tutulmamıştır, 24.09.2012 tarihli eylem nedeniyle ise Murat hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm kurulmuştur. Sanık D.. S..’in 22.10.2012 tarihli eylemi nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dava açıldığı ve hüküm kurulduğu anlaşılmıştır, böylece zaten Murat ve D.. S.. hakkında 43. madde gereğince artırım yapılamaz.
Sonuç olarak sanıkların yukarıda belirtilen işledikleri ilk suçlarında konutunda ve diğer yerlerinde arama kararı alınarak hemen arama yapılması, evlerinde ve üzerlerinde uyuşturucu/ uyarıcı maddelerin ele geçirilmesi, uyuşturucuyu satın alan kişilere hemen teşhis ettirilmesi mümkün olup, bu işlemler yapılmamış, adeta sanıkların sonraki tarihli suçları işlemesine fırsat verilmiş, yakalama ve ev araması yapılması için soruşturma kapsamında bir sebep yokken 18.01.2013 tarihine kadar beklenilerek sanıkların birden çok aynı suçu işlemesine adeta fırsat verilmiştir.
Soruşturma delil toplama, suç ve failini belirleme işlemidir, keyfi bir şekilde yürütülemez.
Yürütülmüşse de doğan ağır hukuki sonuçlardan sanıklar sorumlu tutulamaz.
Açıklanan tüm bu nedenlerle yakalanması ve yeni eylemlere devam etme fırsatı verilmemesi mümkün olan sanıklar Çetin, D.. G.., Fatih, Murat ve D.. S.. hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasının yasaya aykırı olması nedeniyle hükmün bozulması gerektiği kanısını taşıdığımızdan çoğunluğun onama görüşüne katılmıyoruz.