Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/15775 E. 2015/5343 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15775
KARAR NO : 2015/5343
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

Tebliğname No : 10 – 2014/34517
Mahkemesi : MANİSA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numarası : 23.12.2013- 2013/478 esas ve 2015/459 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tayin olunan cezanın süresine göre, sanıklar müdafinin duruşmalı inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK’nın 318/1. ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede:
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle CMK’nın 324/4. maddesine eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanun’un 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında . Türk Lirasına (.Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında . Türk Lirasına (.Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderleri her bir sanık için ayrı ayrı .TL olarak hesaplanmış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabilmesi, bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle, tebliğnamede bu yönden bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ve aşağıda belirtilenler dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Kozluk Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/219 esas ve 2012/155 sayılı kararına dayanak hırsızlık suçunu işlediğinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan sanık Burak hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması,
2-Suça konu uyuşturucu maddenin müsaderesi yerine imhasına karar verilmesi,
3-İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Sanık Burak hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölümün hükümden çıkarılması,
2-Uyuşturucu madde ile ilgili hüküm fıkrasından “karar kesinleştiğinde imhasına” ibaresinin çıkarılarak “ve İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan tanık numunenin de TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine,” cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.