Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/15288 E. 2015/5267 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15288
KARAR NO : 2015/5267
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Tebliğname No : 10 – 2015/260759
Mahkemesi : ZONGULDAK 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi ve numarası : 13/05/2015, 2014/296 esas ve 2015/124 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık C.. K.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih, ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışındaki yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suça konu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümüne “… maddelerin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan şahit numunenin” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tutuklama koşullarında değişiklik bulunmaması ve tutuklama tarihine göre, sanık hakkındaki salıverilme isteğinin reddine,
2- Sanık E.. K.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce onanmasına karar verilen C.. K..’ın, uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair duyumların alınması üzerine, genel kolluk görevi kapsamında yapılan çalışmalarda, sanık Erdinç’in aracıyla C.. K..’a ait işyeri önüne gelip, işyerine girip çıktıktan ve tekrar aracına bindikten sonra uyuşturucu madde aldığından şüphelenilerek oluşturulan uygulama noktasında aracında bulunan üç kişi ile birlikte yakalanması şeklinde
gerçekleşen olayda, arama işleminin Zonguldak Sulh Ceza Hakimliği’nin 31.10.2014 gün ve 2014/747 sayılı önleme arama kararlarına göre gerçekleştirildiği ve sanığın üzerinde yapılan arama sonucunda suça konu 0,3 gram esrar ve araç içinde bulunan O.. O..’ın üzerinde yapılan aramada 0,468 gram MDMA içerir 4 adet uyuşturucu tabletlerin ele geçirildiği anlaşılmaktadır.
2559 sayılı PVSK’nın 9. maddesine göre “önleme araması”, suç işlenmesinin veya bir tehlikenin önlenmesi için yapılan aramadır. Önleme aramasının muhatapları suç şüphesi altında olmayan kişilerdir.
CMK’nın 116 ve 119. maddelerine göre “adli arama” ise, şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa önleme araması değil ancak adli arama yapılabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/610 – 2014/512, 2013/841 – 2014/513 ve 2014/166 – 514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Sanığa yüklenen ve yukarıda açıklanan şekilde gerçekleşen olayda bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde “adli arama kararı” veya “yazılı adli arama emri” alınmadan, “önleme araması kararına” dayanılarak sanığın ve yanında bulunan diğer şahısların üzerinde arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu bulunan uyuşturucu madde ise hem “suçun maddi konusu” hem de “suçun delili” olup hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz.
Sanığa isnat olunan suçun maddi konusu olan uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi nedeniyle suçun maddi konusu bulunmadığı ve hükme esas alınamayacağı; buna bağlı olarak suçun unsurunun oluşmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.