Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/15251 E. 2015/4574 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15251
KARAR NO : 2015/4574
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2015/207282
Mahkemesi : İSTANBUL 12. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numaras : 04.03.2015-2014/238 esas ve 2015/56 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Temyiz incelemesi; sanıklar Birtan ve Burak müdafilerinin duruşma isteği üzerine oybirliğiyle; sanık Hasan hakkında ise müdafiinin duruşmalı temyiz incelemesi isteği hakkında üye . ve Üye .’ın karşı oyları ve oyçokluğuyla duruşmalı olarak incelendi:
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları ile duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu eksikliğin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümüne “uyuşturucunun” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan şahit numunenin” ibaresinin eklenmesi suretiyle, resen de temyize tabi olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan ceza ile tutuklu kalınan süreye göre sanıklar hakkındaki salıverilme isteklerinin reddine, 09.11.2015 oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY;
Sanık H.. E.. müdafiinin, duruşma istemi yasal süresinden sonra olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği halde, duruşmaya kabul edilmesi 1412 sayılı CMUK’nın 318. ve .
5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri amir hükmüne açıkça aykırılıktır. Şöyle ki;
1- EŞİTLİK kavramı, her yer ve koşulda vazgeçilmez temel bir dinamiktir. AY’nın 10. ve TCK’nın 3. maddelerinde, herkesin yasalar önünde eşit olduğu açıkça vurgulanmıştır. Adaletin temel taşı olan objektiflikten uzaklaşılmaması ilkesi, yargı mekanizmasında yerleşik kuralların yansız ve taraf gözetmeksizin uygulanması ile doğrudan ilintilidir.
Dairemizin emsal uygulamaları, süresinden sonra yapılan duruşma isteklerinin reddi yönündedir. Herhalde, temyiz incelemesi yapılan dosyalarda sanık sayısının tek veya birden fazla olması durumu, bu kuralın değişken olarak uygulanmasını gerektirmez, yani yasadaki emredici kural bütün dosyalarda aynı şekilde tatbik edilmelidir. Şayet, çoğunluk görüşüne itibar edilecek ise; süre tutum dilekçesinde duruşma isteği yer almadığı halde, gerekçeli temyiz dilekçesinde duruşma istenmiş ise, bu dosyaların dahi (sanık sayısına bakılmaksızın) duruşmalı olarak incelenmesinde zorunluluk vardır.
2- RE’SEN duruşma açma, Yargıtay’ın yetkisi dahilindedir. Ancak, buna ilişkin ön inceleme raporu ve ihtiyaç durumunun tespitinden sonra duruşmada bulunmasına karar verilen sanık veya müdafilerine tebligat yapılıp çağrılmalıdır. Halbuki, dosyada ön inceleme raporu ve resen duruşma açılması yönünde bir kararda bulunmamaktadır. Dolayısıyla, duruşma günü kendiliğinden çıkıp gelen sanıklar müdafiinin bu bağlamda duruşmaya kabul edilmesi olanaksızdır.
3- SAVUNMA HAKKI, evrensel hukuk ilkelerindendir. Süresinde istemde bulunmayan sanıkların duruşmaya kabul edilmesi; duruşmaya çağrılmayan dosyanın diğer sanıkları açısından savunma hakkının kısıtlanması manasına gelecektir. Zira, bu şekildeki imtiyaz ve ayrıcalıktan duruşmadan haberdar olmayan diğer sanıkların da yararlanması ve duruşmaya çağrılmaları gerekir. Bunun aksini düşünmek, duruşmada yeniden kendilerini anlatma imkanı verilmediğinden adalet ve kanun önünde eşitlik ilkelerinin ihlal edilmesi manasına gelecektir.
SONUÇ OLARAK; duruşma isteği yasal süresi geçtikten sonra yapıldığı anlaşıldığı halde duruşma isteği kabul edilmesi ve duruşmaya kabulüne karar verilmesi hukuk ve yasalara aykırıdır. Bu nedenlerle, çoğunluğun sanık H.. E.. müdafiinin duruşmaya kabulüne ilişkin kararına katılmıyoruz. 05.11.2015
TEFHİM TUTANAĞI: 09.11.2015 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı A.M. S.’nun katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar B.. T.. ve B.. T.. müdafii Avukat M. Ö. ve sanık H.. E.. müdafii Avukat B. Ö.’in yokluklarında 19.11.2015 tarihinde, açık olarak okunup anlatıldı.