Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/15016 E. 2015/4741 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15016
KARAR NO : 2015/4741
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2014/10157
Mahkeme :MANİSA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 03/12/2013- 2012/454 esas ve 2013/388 karar
Suç : a) Uyuşturucu madde ticareti yapma
b) Kenevir ekme

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1-Sanıklar M.. Ç.., V.. Ş.., R.. Y.. ve T.. E.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan beraat hükümlerinin incelenmesi:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık T.. O.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma, sanıklar M.. Ç.. ve C.. P.. hakkında kenevir ekme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar T.. O.. ve M.. Ç.. müdafii ile sanık C.. P..’nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümüne “esrar maddesinin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve İzmir Kriminal Polis Laboratuvarında kalan şahit numunenin” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
17/11/2015 tarihinde sanık T.. O.. yönünden üye Ender Şener’in karşı oyu ve oyçokluğuyla, diğer sanıklar yönünden oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ

Sanık T.. O.. hakkındaki hükümle ilgili olay – iddia – uygulama
İzmir TMK 10.madde ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Manisa ili ve çevresinde örgüt faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapıldığından bahisle Örgüt liderliği yapan E.Y. ve E. Ö. ile bağlantılı olan şüphelilerin 13/01/2011 tarihinden itibaren kullanmış oldukları cep telefonlarına ait iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınması suretiyle takibata başlanıldığı, bu soruşturma kapsamında sanık T.. O.. hakkında da İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24.06.2011 tarih ve 2011/1662 Değişik iş sayılı iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınmasına ilişkin karar alındığı soruşturmayı yürüten İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 03/09/2012 tarihinde soruşturma kapsamındaki şüphelilerle ilgili olarak örgütlü bir faaliyetin ve örgüt tespit edilemediğinden bahisle bu suç yönünden ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek tüm şüpheliler hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçları yönünden soruşturmanın Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca diğer şüphelilerle birlikte Taner hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan dava açılmış ve TCK’nın 188/3. maddesi uyarınca cezalandırılması istenmiştir.
T.. O.. hakkında İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24.06.2011 tarih ve 2011/1662 Değişik iş sayılı iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınmasına ilişkin karara dayanılarak tedbirin uygulanmasından (iletişiminin dinlenilmesinden) sanığın uyuşturucu/uyarıcı madde satacağı kişilerle buluşma yapacağı yerler tespit edilerek tertibat alınıp izlemeye başlandığı 26/06/2011 tarihinde saat 22.00 sıralarında T. mahallesi Y. Spor tesisleri yanında durumlarından şüphelenilen C.. P.., İ.. K.. ve T.. O..’un yanlarına gidilmiş görevlilerinin şüphe üzerine yaptıkları kontrolde İ.. K..’nin üzerinde bıçak, 4 adet bilezik ayrıca atmış olduğu yerden net 300 mgr. gelen esrar ele geçirilmiş, sanık Taner’in olay yerinden kaçtığı, İshak’ın ise yaşı küçük olduğundan çocuk şubeye teslim edilerek soruşturmasının ayrıldığı anlaşılmıştır. Bu olay nedeniyle Taner suçlamayı inkar etmiş, yakalanan İ.. K.. ele geçen uyuşturucu maddeyi bulduğunu Taner ile bir ilgisi olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece uyuşturucunun Taner tarafından getirildiği kabul edilmiştir.
Yine iletişimin dinlenilmesinden 08.08.2011 tarihinde Taner’in kız arkadaşına esrar götürdüğü kabul edilmiş ama bu olaya ilişkin ele geçirilen bir madde bulunmamıştır.
08/03/2012 tarihinde T.. O..un bir kişiye uyuşturucu madde satacağı yönünde bilgi edinilmesi üzerine güvenlik görevlileri tarafından yapılan fiziki takipte şüphelinin evinden indiği, evin yakınında park halinde bulunan . plaka sayılı araçtan inen C.. Ş.. isimli şahısla buluştukları, sonrasında kolkola yürüyerek bir sokağa girip çıktıkları, şüpheli T.. O..’un evine gittiği, sonrasında . plaka sayılı aracın takip edilip yakalandıktan sonra yapılan kontrolde araç içerisindeki kül tablasında üç adet fişek halinde kağıda sarılı vaziyette 2 gram esrar ele geçirildiği, bu hususun aynı tarihli fiziki takip tutanağı ile tutanak altına alındığı ve T.. O..’un esrar ticareti yaptığı anlaşılmıştır.

3 ay sonra sanığın 20.06.2012 tarihinde evinde yapılan aramada 180 gram esrar ve uyuşturucu madde bulaşıklı olup olmadığı tespit edilmeyen terazi ele geçirilmiştir.
Mahkemece TCK’nın 188/3 ve 43. maddeleri uygulanmak suretiyle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Daire Çoğunluğunun Görüşü:
Sanık müdafii tarafından temyiz edilen hüküm Daire çoğunluğunca düzeltilerek onanmıştır.
Karşı Oy Gerekçesi:
Dosya kapsamına bakıldığında 26.06.2011 tarihli olayla ilgili olarak mevcut delillere göre sanığın uyuşturucu madde satma ya da satışa arzetme eylemi sabit olmamıştır, içeriği sanık tarafından kabul edilmeyen değişik anlamlara gelebilecek telefon görüşmesi dışında delil yoktur, ele geçen esrarın sanık tarafından temin edildiği her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanmamıştır.
08.08.2011 tarihli olay da ise ele geçen madde yoktur. Telefon görüşmeleri soyut kalmıştır. 08.03.2012 tarihli eylem delilleriyle sabit olmuştur, bunun dışında sanığın cezalandırılabilir bir eylemi yoktur, evinde yapılan arama ise 08.03.2012 tarihli eyleminden tam 3 ay sonra yapılmıştır. Ev aramasında ele geçen madde ise zincirleme suç uygulamasına gerekçe olarak kabul edilemez.
Açıklanan tüm bu nedenlerle sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasının yasaya aykırı olması nedeniyle hükmün bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan çoğunluğun düzeltilerek onama görüşüne katılmıyorum.