Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/13355 E. 2019/1819 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13355
KARAR NO : 2019/1819
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

Mahkeme : ŞANLIURFA 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1-Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet (Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında)
2-Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet (Sanık … hakkında)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A-Sanık … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20/03/2012 tarihli ve 2011/785 esas ve 2012/101 karar sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tebdiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14/04/2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
B-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan verilen hükmün incelenmesinde:
Sanık ve müdafinin yüzüne karşı 29.05.2013 tarihinde tefhim edilen hükmün, CMUK’nın 310/1. maddesinde belirtilen bir haftalık yasal temyiz süresinden sonra sanık müdafii tarafından 07.06.2013 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz isteğinin CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
C-Sanıklar …, …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan verilen hükümlerin incelenmesinde:
1-)Hükme esas alınan ve Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanet Memurluğu’nun 2012/3839 sırasında kayıtlı olduğu anlaşılan iletişim tespit çözüm tutanaklarının, soruşturma aşamasında 30.10.2012 tarihinde adli emanete alındığı ve yargılama aşamasında getirtilip sanıklara okunmadan hüküm kurulduğu anlaşıldığından, iletişim tespit çözüm tutanaklarının aslı veya onaylı örneklerinin dosya içerisine konulmasından sonra, sanıklara okunup diyeceklerinin sorulması, kabul etmedikleri takdirde görüşmelere ilişkin ses kayıtları dinletilerek kendi sesleri olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadıklarını belirtmeleri halinde ise sanıklardan alınacak ses örnekleri ile telefon konuşmalarına ilişkin ses kayıtlarının aynı kişilere ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi veya uzman bir kurum ya da kuruluştan rapor alınması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2-)Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 230. maddeleri gereğince, hükmün gerekçe bölümünde sanıkların lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin gösterilmesi, bu kapsamda, sanıkların hangi fiiliyle ticaret suçuna iştirak ettiğinin tartışılarak dayanaklarının açıklanması, ulaşılan kanıya göre sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilmeden; yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
Kabüle göre;
3-)Sanıkların hükme esas alınan suç tarihlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken “09.05.2011 tarihi ve sonrası” ibaresinin yazılması,
4-)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
5-)Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarınca suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün, diğer yönleri incelenmeksizin, CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.