Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/1335 E. 2015/4646 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1335
KARAR NO : 2015/4646
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2009/290043
Mahkeme : BURHANİYE Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 25/11/2008– 2008/203 esas ve 2008/345 karar
Suçlar : 1.Uyuşturucu madde ticareti yapma: sanıklar A.. K.. Kart, A.. B.., E.. K.. hakkında

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanıklar A.. K.., Ö.. K.., A.. B.., E.. K.. ve S.. Y.. hakkında kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulunduma suçundan verilen kararlara yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/785 esas ve 2012/101 karar sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazlarla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu sanıklarla ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,

B) Sanık Erkan hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
C) Sanıklar A.. K.. ve Ö.. K.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmolunan adli para cezasının ve yargılama giderlerinin 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu’nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca, Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezalarının TL’ye dönüştürülmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
D) Sanık A.. B.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanıkta herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemediği, 26.02.2008 tarihinde ele geçen uyuşturucu maddeler ve uyuşturucu madde kulanmak suçundan hakkında işlem yapılan diğer sanıklarda 18.09.2007 ve 08.02.2008 tarihlerinde yakalanan esrarlar ile bağlantılı olduğunun saptanamadığı, içeriği değişik anlamlara gelebilecek telefon konuşmaları dışında sanığın atılı suçu işlediğine veya mahkum olan diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiğine ilişkin; kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gibi, telefon konuşmalarında geçen ve uyuşturucu madde ticaretine konu olduğu iddia edilen maddelerin ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde olarak kabul edilemeyecekleri anlaşıldığından; “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.