Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/12975 E. 2018/4934 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12975
KARAR NO : 2018/4934
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme :… Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 04/12/2012-2012/202 esas ve 2012/243 karar
Sanık/Sanıklar : 1- …
2-…
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Temyiz Edenler : Sanıklar müdafileri
2- Bozma: Sanık … hakkında

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A-Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde:
Suça konu 440 gram eroinin miktarına bağlı olarak önem ve değeri dikkate alınarak, TCK’nın 3/1 ve 61/1. maddeleri uyarınca temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Suç konusu maddelerin niteliği ve miktarına bağlı olarak oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle, alt sınırı 5 ve üst sınırı 730 gün olan temel para cezasının 300 gün olarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamenin bu konuda bozma isteyen düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, suçun işlendiği tarihte on sekiz yaşını bitirmemiş bulunmasına göre, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106. maddesinin 4. fıkrası gereğince hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
Hüküm fıkrasının adli para cezasının taksitler halinde ödenmesine ilişkin kısmından, ”aksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsiline, ödenmeyen Adli Para Cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına, ” ibarelerinin çıkarılmasına ve yerine, ”5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106. maddesinin 4 ve 11. fıkraları uyarınca ödenmeyen adli para cezasının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre tahsil edileceğinin bildirilmesine,” ibaresirinin yazılması,
./..

Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde:
Suç konusu maddelerin niteliği ve miktarına bağlı olarak oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle, alt sınırı 5 ve üst sınırı 730 gün olan temel para cezasının 300 gün olarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamenin bu konuda bozma isteyen düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya kapsamına göre, sanık …’un oturduğu koltuk önünde bulunan uyuşturucu madde ile ilgisinin bulunduğuna ilişkin her türlü şüpheden uzak, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı aşamada “…Gebat beni aradı. İstanbul’a gideceğiz dedi. Ben de ne yapacağız dedim. O da bana bende toz var onu İstanbul a kadar götüreceğiz orada paramızı alıp geri döneceğiz dedi…” şeklindeki beyanı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına yardımcı olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suça konu 440 gram eroinin miktarına bağlı olarak önem ve değeri dikkate alınarak, TCK’nın 3/1 ve 61/1. maddeleri uyarınca temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanığın, suçun işlendiği tarihte on sekiz yaşını bitirmemiş bulunmasına göre, 5271 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106. maddesinin 4. fıkrası gereğince hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’ nun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına
06/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.